Naime Erlaçin Şiirleri - Şair Naime Erlaçin

Naime Erlaçin

yen içine koy çolaklığını
ayrı koy
en derine

hangi ölüyü sakladıysak
onurumuzdu bizim

Devamını Oku
Naime Erlaçin

bir sevgi büyüttüm
birçok sevgi
öyle böyle değil

körebe oynadım
yürek deli-dolu

Devamını Oku
Naime Erlaçin

yorgun garda bir yolculuk

yalnızlık
yol arkadaşı
çocuklara ağlıyorum
masumiyeti yitirdiler

Devamını Oku
Naime Erlaçin

kara yağız bir hüzündü yine yapışan
karalar bağlar
yas tutar ya yüreğin
işte aynen öyle!

bir vuruşa teslim insanoğlu

Devamını Oku
Naime Erlaçin

Kafası karışıktı bu adamın. Karıştırmışlar onu. Belki de karışık doğmuştu dünyaya kim bilir. Kaosun düzgün çocuğuydu o...

Amatörce coşkuları severim ben. Gençlik gibidirler. Biraz acemilik; bir hayli naiflik ve masumiyet kokarlar. Tıpkı bu bilgenin masumiyeti gibi. Daha önce de rastlamıştım böylesine. Uzaktan görünce “şıp” diye tanırım onları. Adamın büyüsü burada gizli galiba. Gücü ise sade anlatımından geliyor. Herkes de dil ustası değil ki! O aslında usta olmasına usta da, tıkanan iletişim kanallarını açmak uğruna dilini alabildiğine basitleştiriyor.

Son yıllara dek genelde felsefeye fazla bulaşmamıştım. Fen bölümündeki öğrencilere neden felsefe okutmazlar, hiç anlamam. Şimdilerde ise kimseye okutmuyorlar galiba. Kitap kurduydum ya hani, işte o sıralar kıyısından köşesinden dokunmuşum azıcık. Daha sonra, ilerideki yıllarda bir dolu felsefe kitabı edinmişim. Edinmişim de ne olmuş? Doğru dürüst okuyamamışım hiç birisini. Okumaya başladığımı da bitirememişim zaten. Nasıl okuyacaktım ki? Bir dönem hayatımıza zorla sokulan, hilkat garibesi, uyduruktan, bulmacamsı Türkçe’yi - ki her nedense en çok da felsefeciler benimsemişlerdi - nasıl çözecektim? Yetersiz dil bilgisiyle yabancı bir dilde okumaya çalışmak gibi bir şeydi bu. Üstelik on yedi yaşımda koparılmışım kendi dilimden ve başka bir dilin kucağına atılmışım. Bu arada Türkçe değişmiş; bizim bildiğimiz anadil uçup gitmiş; yerine ise ne olduğunu bir türlü kavrayamadığım, mutasyona uğramış acayip bir şey gelmiş oturmuş. Aynen görmemişin üzerindeki eğreti elbise gibi sırıtıyor... Çaresiz ben de yabancı bir dile tapulanıp kalmışım. Kalmışım da iyi mi olmuş sanki? Bunca yıldır yazıyor ve konuşuyorum güya, ama henüz yarısına bile vakıf değilim. Öyleyse ne oldu bana? Dilsizleştirdiler mi beni?

Devamını Oku
Naime Erlaçin

duygu ne yapardı şiirler olmasa
ehram taşından farksız olurdu dizeler
yerini şiirde bulmadan evvel

bunca yükün altında ezilirdik mutlaka
hece gözünü ısırırdı harfin

Devamını Oku
Naime Erlaçin

I

karanlıkta bir ses
'maylo' diye fısıldadı sessizce...

maylo geldi biliyordum

Devamını Oku
Naime Erlaçin

yedi samuray
cenk eder düşlerimde
yolculuk kutsal / yürekler taş
onur sancağı taşırlar ellerinde

yedi semazenle

Devamını Oku
Naime Erlaçin

suça tanık oldum
katlediliyordu dil*
susuyordu dilim

dilini kedi yemiş kiminin
kiminde pabuç

Devamını Oku
Naime Erlaçin

kaderse hikayede id kandili olmak
çırağlar tutuşur parşömende
yakışır turkuaz nakkaşın ellerine
yakışır yazmana susmak

derinde saklanır abıhayat bin yıl

Devamını Oku