Sen ömrünü verrken bizim için topal halinle
Ben bilmezdim azımsardım seni
Seke sek dolaşırdın kapkaşık satacam diye
Uzak dağlar bayırlar aşardında
Yırtık lastiklerin dikiş tutmazdı babam
Sen boynunda puşi elinde tırpan
Biçerdin tarlayı boylu boyunca
Ağaç dalında sallanırdı torban
Bir testi su içerdin yorulunca.
Bu gün oradan geçtim,seni andım
İşi gücü yoktu baba vanganın
Havaya resimler çiziyordu
Bir yaprak düştüğünde yere
Hangi daldan düştüğünü seziyordu
Kaderin ağını, feleğin şamarından biliyordu.
Kış paltosunu alıp gitti
Bahar gömleğini giyerek geldi
Bir şölene dönüştü buralar
Çiçekler açtı' kırlar şenlendi
Artık kır, bayır koşar yavrular
Börtü, böcek uyandı dillendi
Bu bağlar eski bağlar
üzümü sapı bağlar
Yaprağı sararınca
Sanırsın gelin ağlar.
Ağaca dal olaydım
Bahar renklerini aldı götürdü bahçeden
Çiçekler ağladı haber yok şebnemden
Med zamanlardan kalmış gibi sisli hava
Kar yağışını seyrediyorum penceremden.
Dünle kavgalıyım bu günüm yasta
Benimle barışmaz bu kara bahtım
Yönümü şaşırdım ben bu hayatta
Benimle didişir bu kara bahtım.
Heves etme yüksekteki yapıya
Eşini dostunu göremezsin bak
Malım deme çelik olan kapıya
Salavat bile getiremezsin bak.
Ne yağmurdan kaç ne doluya tutul
ne zor şeydir anlatmak
anlamak istemeyenlere
orda, burda ne çok gereksiz var
değişenle, değişmeyen
ne çok luzumsuz var.
Zaman yolunda ilerliyoruz
bakışın ötesinden vakitler boyunca
şebnemler saçıyor ferahlığın câzibesi
gönül yolculuğunda ilerliyoruz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!