Artık gelmesin beklediğim bahar
Yangına alıştım, Kışa alıştım
Luzumu kalmadı gayrı kim arar
Hiçe alıştım, Acıya alıştım.
Alıştım hayatın çıkmazlarına
bilirsiniz
huylu huyundan vazgeçmez derler
inanmayın
ben nelerden vazgeçtim
anladığım, anlattığım kadardır
Tecellim tersine; talihim kara
Verilen mühlette, geçiyor zaman
Bitmez çilelerim onulmaz yara
Biçare kalmışım hallerim yaman.
Safayı ararken düştüm cefaya
Niye kıskandılar bilmiyorum
Onlar sevmesede seviyorum
Kırk yılın başında bir amorti
Onuda bağışlasam diyorum.
Dünyaya her gelen; sevgiden doğar
Adı ne olursa olsun farketmez
Her ana yüreği şefkatle atar
Gönlünde volkan yansa belli etmez.
Ana candır; önemi yok renginin
Anacığım
Senin yaşamından arda kalan
Eski yüzler yok
Şimdikiler evet şimdikiler
Taş heykeller gibi duraksamada
Hiçbiri sevgi vadetmiyor
nerdesin anacığım
evdemi, bahçedemi, tarlada mısın
ne yaparsın tek başına
gamlıymışsın anne, öyle diyorlar
çıkıp bakıyormuşsun yoluma
anlamsız düşler görüyormuşsun daima
Anılar birikir yıllar geçtikçe
Sediğin ne varsa mazide kalır
Gölgelerin oyununda el pençe
Yüreğini tuhaf bir kasvet alır.
Yaşamak için bir sebep olmalı
Farkındamısın?
Şüpheli bakışlar içindeyiz
Yüzlerce açığımız var
Düşünce olup aklına girebilirler
Işık olup kalbine sızabilirler
İlim olup gözlerini kapayabilirler
Bir yer olmalı gülün dalında solmadığı
Füsunlu bir resim gibi benim anlattığım
Mutlu kuşların engin gözleriyle daldığı
Öyle kutsal ki, beni benden alır dalarım.
An kadar yakın, uçsuz kadar uzak biryerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!