Solmuş kurumuş bütün yaprakların
Sanki bir güz çiçeği gibisin
Açmışsın… Sert rüzgarlara inat
Yaşama tutunarak yolum gözler gibisin
Sevgi dili aşkla harmanlanır
Mayalanır onurla sürülür fırına
Özüyle hasıyla ne ala
Pişmiş aş mide ağrıtmaz derler
İnce bir çizgi bıçak sırtı sırattır
Şairliğimden ileri...
Işıltınla yaktın kuş olup uçtun
Kamaştı şavkınla yaslı gözlerim
Zaman geçti hayli yasını içtim
Ah bir bilsen seni ne çok özlerim.
Tadılmadık türlü, bin giz zevkinle
Geçmiyor oğul acım dinmiyor
Ağlamak üzülmek çare midir diyorlar
Bilmiyorlar hiç bilmiyorlar
Yangın yeridir yüreğim bilmiyorlar
Diyerek gözyaşlarını akıtan ana
Yazılmamış bir söz, söylenmemiş bir teselli
Tufanlara aşığım katlanırım sevmekten
Ozanın ıstırabı esintili rüzgârın
Fermanı kesmiş kadı yorulmayan emekten
Alın teri soğumuş boşalmış yolcu garın
Uğurlama semahı gökteki el yürekten
Dünya hali nedir diye sorarsan
Böyle gelmiş böyle gider diyemem
Cennet tapusunu kula yorarsan
Başına musallat kader diyemem
Dört kapı dört makam dört de kitaptan
İblis gömleğiyle gezer bir gafil
Ceme mihman olup gülbang veremez
Taşır başı omuz bedeni sefil
Ya Allah Muhammed Ali diyemez
Erenlerin izi piri yolundan
Eğleşir müjganın çehresi asil
Nazar et ruhuma bak yeşil yeşil
Gitme kal bu gece sofrası fasıl
Mahşeri gecemi yak yeşil yeşil
Yarım ay hilalin okla bedenim
Yüce dağ başında yanan ateşin
Közleri toprağa dert midir gönül
Mayhoş meyveleri sunan ateşin
Külleri yaprağa kurt mudur gönül
Yanar için için çınar da çürür
Derman adın nedir ki yazmıyorsun bir türlü
İçten yanmalı derttir bedenim eritiyor
Devinim girdapların içimde çalan türkü
Yağar acı başımdan yüreğim titretiyor
Ah gençliğim nerede soğuk mermer sırdaşım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!