Sevgi besleyerek yürüdük
Unutmadık hiç uzun yollarda
Bazen şaşırıp kaybolduk
Bulup hatırladık tekrar anılarda
Nice temiz duygular ektik
Düzelecek her şey bir gün
Umudunu aşıla yeniden
Güneşin sabaha doğuşunu
Yaşanacak günü müjdeleyen
Horozun başı kesilse de
Anaç tavuğun kuluçkasında
Yaşarız baharları kumrular gibi
Kıskanç dağlar neden geçit vermezsin?
Daracık vadilerine sızar aşarım
Kalemimden düşen ey acı ıstırabım
Ağlayan ulu ağaç çınarın var
Derin kazar mezarını aşkın.
Beslenen elemli acılarla dolu beşiğimiz
Suyun akım hızıyla yol alırken kim bilir
Hangi değirmen taşının altında ezileceğiz
Her daim akıntıya kapılarak sürüklenen biz
Kutsarken cömert alkışlarımızı
Yazılan çizilen sor ki faydasız
Savaş oyunları zar mı çalıyor
Gafil avlar düşkün gör ki faydasız
Mermer pazarına nur mu çalıyor.
Unutulan sevgi barış sözlerin
Dağlar benim çobanım ak koyunlar ak yünler
Yeşil otlaklarınız gürül gürül akmakta
Kaynağından dereler ah nerede o günler
Üşüyor garip yolcu çoban ateş yakmakta
Dağlar benim çobanım ak koyunlar ak yünler.
Kavruluruz çöl gibi rüzgârımız sert eser
Hayalimiz yel gibi ocakları taş keser
Tutuşuruz el gibi elemlerden ne şaşar
Ah çektik derinlere gül gözlüm yarım kaldı
Şah çektik yağmurlara gül gözlüm yârim kaldı
Kalsın bakışında aynalarımın
Teselli özlemim kaç alsın güller
Hüznünü çözerek manalarının
Meftun güneşime açılsın güller
Geceye ekelim yıldızlar ersin
Cumhuriyet nedir diye sorarlar
Güzelliğe taçtır şandan sevmeli
Yakıp aydınlığı gözüm yorarlar
Cumhuriyet aşktan tandan sevmeli
İnsanım diyorsan yakışmaz kibir
Ay gülüm seninle bayramlaşalım
Okyanuslar aşıp yüz de öyle gel
El ele kol kola dağlar aşalım
Narı aşka basıp düz de öyle gel
Hilekâr dillerin yalan elinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!