Açmış kollarını gökyüzüne,
Güneş altında serpilmiş,
Kış mevsiminde güneşe hasret gitmiş,
Yalnızca baharı sevmiş,
Benim gibi,
Benim küçük kiraz fidanım.
Bir sabah daha,
Ölümden çalmışım sanki,
Bir hırsız benmişim gibi.
Uyandın yine,
Üşüyorum,
Soğuk tüm bedenimi ele geçiriyor,
Tüm hücrelerim soğuğun işgali altında,
Mücadele ediyorum,
Ölmek istemiyorum,
Üşüyorum…
Kıyametimsin…
Yüreğimin kaldırım taşlarını adımlıyor gözlerin,
Ellerin ruhumun en mahrem yerlerinde geziniyor,
Saçlarının kokusu rüyalarımda,
Senin olmadığın zamanlarda,
Gökyüzünde bir hüzün,
Sağanak halinde düşüyor yeryüzüne
Ve sonbaharda ölmek zor,
Sonbaharda ayrılmak tüm tanıdıklardan,
Artık alıştığın kentten,
Umursamadığın sokaklardan,
Ruhum bedenimden hoşlanmıyor sen yokken,
Uçup gitmesinden korkuyorum.
Ellerim ellerinden başkasına dokunmak istemiyor,
Ellerimi kaybetmekten korkuyorum.
Gözlerim seni görmenin telaşında,
Kokun tüm rüyalarımı süslüyor.
Korkmuyorum artık rüzgârlardan,
Sonu gelmeyen karanlık gecelerden
Ve sonunda ne ile karşılaşacağımı bilemediğim
Yolculuklardan.
Yıldızsız gecelerde gökyüzüne bakmaktan korkmuyorum,
Kırmızı gözlü siyah yılan,
Dolanıp durur senin yüreğinde,
Zehirlenmişsin haberin yok,
Tutulacak yer kalmamış belleğinde.
Nefesin cehennem kuyuları gibi,
Bir düş ile düştün yine zihnime,
Ansızın,
Birdenbire…
Tüm sabah sen oluverdin yine
Ve öğlen
Nerede kalmış adalet, nerede hani hak,
Karanlık dünyada kaldı mı sanki ahlak?
Yüreği yaralı bir kuş gibi kaldım kanatsız,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!