Biliyor ve görüyorum,
Sık sık bu gerçekle karşılaşıyor,
Artık şaşırmıyorum.
Sen,
Kendini bir şey sanıyorsun
Hem de hiçbir şeyken
Gri renkli
Ve ağır bulutlarla kaplı gökyüzü izliyorum uzun uzun,
Uzun uzun düşünüyorum sonra,
Gri bulutlarla kaplı,
Ağır hüznün istilasında kalmış ömrümü.
Karanlığın bağrında oturan adam,
Bir yanında keder,
Diğer yanında kasvet ve gam.
Uykusuzluktan beter bir sancıyla,
Gecenin tam ortasında,
Gözleri tavanda,
Gel seninle bayramlaşalım,
Her şeyi yok sayıp baştan başlayalım,
Aramızdaki şeytanları bir bir taşlayalım,
Barışalım da yaralarımızı sağaltalım,
Gel kardeşim seninle bayramlaşalım.
Fareli köye muhtar olmuş çizmeli kedi,
Kayıp farelerin soruşturmasında da görevli,
Kapan üstüne kapan dolmuş her köşe başı,
Masal diyarından gerçeğe taşınmış bu acı.
Bilinmez gerçek hangisi, hayal hangisi,
Gerçeğin üzerinde uçuşurken hayallerim,
Gerçeğin bizzat altında ezilmekteydi benliğim,
Haylaz bir hayalperest dolaşırken zihnimde,
Gerçeğin gölgesinde ve de sanki çile çekmekte.
Benden de geçtiler ansızın, o zamanlar çocuktum,
Acıyla açıldı gözlerim yeni güne,
Bedenim sağlamdı belki
Ama ruhum paramparça.
Ne sabahlar yaşadım ben oysa
Güneşi çağırırdım neşeyle,
Seninle yaşanmıyor…
Kısa ve kesin,
Sert ve çetin,
Kararlı ve üzgün,
Yıkık ve dökük yüreğimle sesleniyorum;
İsterim ki tüm şiirlerim gökyüzüyle başlasın,
Büyük ve bembeyaz bulutların dokunulmazlığı,
Güneş ışığının mavilikle dans etmesi
Ve belki de birkaç damla yağmur düşmesi suratıma.
Ne mutluluk, ne saadet.
Bahar mı geliyor nedir,
Betonun grisine çakılı bir gölgeyim ben,
Her sabah dirilen bir hortlak
Ve her gece yeniden katledilen,
Yeni bir yanılsama,
Yine bir hayal kırıklığı,
Her gün yaşanan aynı cinayet.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!