Derler ki iltifata tabi imiş marifet,
Marifet terazisinde olur mu keyfiyet?
Ne ola ki iltifat alanların meziyeti,
Almayanlar nerden bulur hakkaniyeti?
Çalışmamış mı yoksa iş mi aksatmış?
İmkânsıza imrendim biliyorum,
Zor olandı seçtiğim.
Bir kelebeği anlamak
Ve sevdiğin bir çiçeği.
Anlamaya çalışmak yani,
Başaramamak ama sonra, yenilmek.
Kulaklarımla duydum
Ve yüreğimle işittim toprağın kalp atışlarını.
Acı çığlıklarını ormanların,
Can yakan çıtırtılar içinde
Köknarın damarında kan gibi akar reçine
Ve her iğne yaprak,
İstem dışı hayallere kapılan bir kalbin,
Çok hevesli takipçileriydik,
Zihinlerimize sırt çevirip,
Alabildiğine geniş maviliklerde koşmayı düşlemiştik.
Ne mavilikler var oysa şimdi hayatımızda,
Bağırmak istiyorum uzamına tüm uzayın,
Haykırmak ciğerlerim parçalanıncaya dek
Ve ağlamak sonra geriye kalan her ne varsa.
En yaşanılası yerinde elveda demek hayata,
Şu sıkıcı hayatıma…
Seni yazdım en karanlığına hayatın,
En kuytu köşelerine kalbin
Ve tarifi imkânsız acılarının üzerine.
Yalnızca seni.
Belki aydınlatırsın sandım karanlığı,
Belki kuytuluklardan çıkarırsın ruhumu
Açsam yüreğimi otopsi masasına,
Asırlık kilitleri bir bir parçalasam,
Hayal kırıklıkları karşılar sizi,
Kan revan içinde kalmış yalnızlıklar.
‘’Ne yapsa olmuyor’’ların yanı başında
Kadın,
Küskündü hayata
Ve de ziyadesiyle kırgın.
Yürüyordu kentin caddelerinde,
Topukları yüksek, hayatı alçak, çokça bıkkın.
Hiçbir zaman var olamamaktan mı?
Uçtum gökyüzüne, uçtum
Yapayalnız bir çocuktum.
Kanatlarım da yoktu,
Kanatlara ihtiyacım da.
Belki hastaydım,
Terlemeye çalışıyordum yün yorganın altında,
Kan damlıyor ömrümden,
Yavaş yavaş ve çok yavaş.
Kırmızıya kesiliyor hayat, yaşadıklarım ve insanlar,
Kararıyor sonra dünya.
Öldüm sanıyorum, ama hayattayım hala biliyorum.
Olmuyor.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!