Sen,
Bir bilsen
Ve bendeki seni bir görsen,
Ah bana bir dokunabilsen,
İçimdeki kor alevlerin nefesini hissedebilsen,
Ruhum bedenimden hoşlanmıyor sen yokken,
Uçup gitmesinden korkuyorum.
Ellerim ellerinden başkasına dokunmak istemiyor,
Ellerimi kaybetmekten korkuyorum.
Gözlerim seni görmenin telaşında,
Kokun tüm rüyalarımı süslüyor.
Korkmuyorum artık rüzgârlardan,
Sonu gelmeyen karanlık gecelerden
Ve sonunda ne ile karşılaşacağımı bilemediğim
Yolculuklardan.
Yıldızsız gecelerde gökyüzüne bakmaktan korkmuyorum,
Kırmızı gözlü siyah yılan,
Dolanıp durur senin yüreğinde,
Zehirlenmişsin haberin yok,
Tutulacak yer kalmamış belleğinde.
Nefesin cehennem kuyuları gibi,
Bir şey eksildi benden fazlaymışım gibi sanki,
Adını koyamadığım,
Hiçbir zaman tanımadığım,
Belki senin sesindendi,
Belki benim sersemliğimdendi,
Böylesi bir yabancılık insanın kendisine
Bir düş ile düştün yine zihnime,
Ansızın,
Birdenbire…
Tüm sabah sen oluverdin yine
Ve öğlen
Nerede kalmış adalet, nerede hani hak,
Karanlık dünyada kaldı mı sanki ahlak?
Yüreği yaralı bir kuş gibi kaldım kanatsız,
Vatan borcu namus borcu çıktı gurbet yoluna,
Belki uzak belki yakın vardı asker ocağına.
Ana baba hasretine yar hasretini ekledi,
Aslan gibi yüreğiyle vatanını bekledi.
Yemyeşil çayırlar
Ve masmavi gökyüzüyle bir cennetti kırlar.
Kıpkırmızı kan dereye dökülene kadar.
Birden bire soldu kır çiçekleri,
Çayırlar sarardı
Basamakları kırık dökük,
Gömleği yamalı, pantolonu sökük,
Böyle akşamüstü güneş batarken,
Eskimiş bir merdivenin gölgesiyim ben,
Hiçbir yere ulaşmayan bir merdiven,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!