Biz hep iyi olmaya çalıştık,
Ellerimizi açarken gökyüzüne,
Dua ederken sonsuz bilinmeyene,
Bir başkasına elimizi uzatırken genellikle,
Bize uzanmayan ellere ve kör bir bellekle,
Her daim iyi,
Anlamları yitirdik ilkin,
Duygular, kahkahalar, umutlar
Ve hayaller bir bir,
Günler, aylar, yıllar derken,
Dostlar, sevdalar, heyecanlar
Aş pişirdim yer misin?
Kaş kaldıran el misin?
Ben yazayım sen oku,
Yârim budur der misin?
Saatimin akrep ve yelkovanı,
Kovalıyor ömrümdeki her mutlu anı,
Göğsüme saplıyorlar sanki,
Keskin ve can yakan bıçaklarını.
Ölümüne yakın uyuz bir sokak köpeği gibi,
Ey yıldız yıldız doğan gecenin nuru,
Müjdeleyip gelen rahmetin füruğu!
Üç ayların eşsiz kapısı aralanıyor,
Bastonu elinde,
Saçları ağarmış ve bükülmüş beli,
Bıyıkları sigaradan sapsarı,
Elinde yeşil kart evrakı,
Yürüyor kentin sokaklarında Remzi dayı.
Beceremediği resmiyetle, dolaşıyor resmi kurumları.
Kahverengi tepeler, mor dağlar,
Gri gökyüzü ve beyaz bulutlar,
Renkler ve renkler tabiatın paletinde,
Sarı, beyaz, kırmızı, mavi, pembe ve eflatun,
Rengarenk çiçekler,
Rengarenk insanlar
Güneşli günler var,
Yaşamaya inandığım,
Gözlerimin gördüğü,
Çiçekler sarı, mavi, kırmızı ve beyaz…
Ağaçlar yeşil,
Ağrı dağını sırtlamış bir karınca,
Fili kapmış uçuran bir kartal,
Ya da timsah yemiş bir tırtıl.
Bedenim ruhumu taşıyamıyor,
Yıpranıyor bedenim,
Zarar görüyor her an,
Anlamsız bir dünyanın esiriyim,
Manasız hüzünlerin kıskacında,
Zamana bıraktım ruhumu,
Yedi uyurlar misali bir miskinlik,
Neden kaçıyordum Allah aşkına ben?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!