Gökyüzünde tuhaf bir alışılmışlık var bu gece,
Yıldızlar her zamankinden daha yakın,
Bulutlar uzanılsa dokunulacakmış gibi.
Hava hala soğuk
Ve sokak köpekleri hala titriyor olsa da
Sanki ay yeryüzüne inecekmiş gibi.
Anlamsız cümlelerin adına!
Geri verin yıllarımı,
Uğrunuza adadığım,
Hani yeşil lastik ayakkabılı masum çocuk,
Siyah beyaz fotoğraflarda silikleşen…
Kırmızıyla başlar harfler,
Siyah noktalarla son bulur cümleler,
Bana ait olmayan kelimeler,
Ter sarfiyatı heceler…
Acıklı bir söylencedir çocukluğum,
Beyazlar giyeceksin,
Dostların ağlayacaklar,
Sevdiklerinde öyle.
Senden geriye hiçbir şey kalmayacak,
Silikleşen birkaç anı,
Birkaç satır yazı.
İdeolojik çıkmazların cenderesinde can çekişiyor zihnim.
Asırlık olmuyorlarımın yanı başında duruyor;
Hafifmeşrep olabilirlerim,
Hayıflanmalara adanan ne yapsan olmuyorlarım,
Toplanan, bölünen, çarpılan ve çıkarılan ömrüm,
Ömür zayiisine konu olan yaşanmasa da olurmuş duygularım,
Gözlerim görmez
Ve ellerim tutmaz oldu.
Büküldü belim, ağardı saçlarım.
Bir zamanlar bu dağlar benden sorulurdu,
Şimdi bir zamanlarla başlayan masallar uyduruyorum,
Şeker şerbet torunlarıma.
Bir yazarın zihninde dolaşıyorum,
Satır satır izliyorum yaşantısını,
Anlatmak istediklerini
Ve anlatmaya lüzum görmediklerini.
Eski bir Fransız sokağında,
Zihnimin kırsalında filizlenen yabani fikirler,
Faydasız diye kökünden söktüğümü sandığım,
Şimdi zihnimi ele geçirmekteler,
Yavaş ama kararlı,
Evet, bu bir savaş,
Aynı anda iki tarafım ve yaralı.
Gece ve karanlık,
Karanlık ve soğuk,
Soğuk ve yalnızlık içindeyim odamda.
Geçmişimden çıkıp gelen hayaletler,
Pişmanlıklar ve olmamışlıklarla ben,
Odamın en sert ikliminde,
Anlatmak istediklerimi anlatamamak,
Lanetlenmiş gibi kalakalmak,
Çaresizlikler içinde en yamanı,
Yanlışlara tutunmak ve yanlış anlaşılmak.
Temmuz ayı ve hava oldukça sıcak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!