Kim bu dövüşen çamur deryası içinde
Kan revan içinde
Hangi ülkenin çocuklarıdır
Elindeki bir lokma ekmeği
Kaptırmamak uğruna
Gırtlağını sıkabilecek olan
Kim bu kalabalıklar üzerine yürüyen
Kim bu sınayan yüreğini
(Acıların acılarımdır dedim
En çok sen kanattın yaralarımı)
En büyük yangınlar
Bir kıvılcımdan doğar
En uzun yolculuklar
Küçük bir adımla başlar
En büyük sevgiler
Küçücük bir bakışla
Kolay iş değil elbet
Her gece paslı bıçakların sırtında yürümek
Kor bir alevi sıkı sıkı tutup avuçlarının içinde
Acı çeksen de kimseye belli etmemek
Şimdi benim bedenimde
Nereye çevirsem başımı
Hep kırık öyküler
Mevsimsiz açmış çiçekler gibi
Herkesin boynu eğik
Herkes kınında bir bıçak gibi
Parmak tetiğe dayalı
Kar yağdı dağlarına şehrin bu sabah
Bu sabah çocukluğum geldi aklıma
Ağlamadım bu sabah
Boş boş baktım sadece
Hissizleştim
Ne aşk geldi aklıma bu sabah
Kanım kurumadı daha
Bedenim sıcak
Ben bir kız çocuğuyum Gazze’de.
Yasaklamışlar bana büyümeyi
Onun için hep küçücük ellerim
Sonsuza dek çocuk kalacak gözlerim.
Kapansın tüm kapılar
Bütün perdeleri çekilsin şehrin
Çoktan geldi de geçiyor şiir yazmanın vakti
Sorsana haydi kendine
Geceler kimin için böyle karanlık
Kapımı çalmayın bu akşam
Yanmasın sizinde yüzünüz
Yüzümdeki yangınla.
Çalmayın kapımı artık ne olur
Görmeyin gözümden akan yaşları.
Sakladım sizden kederli yüzlerinizi
Cam kırıkları üzerinde dolaştım yıllar yılı
İzim kaldı kanlı ayaklarımla bastığım
Bütün topraklarında yurdumun.
Duydum gencecik bir yaşamı sona erdiren merminin
Namluya sürülürken çıkarttığı
O çelik kokan çığlığını
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle