Gerçek destanlar yaratılmaz asla
Yaşanır nefes nefes
Yürünür adım adım
Kandır akan damarlarımdan
Mürekkep değil kalemimden boşalan
Hikayesidir künyesi dağlarda kalmış çocuklarının
kırkı çıkmış her acıdan
geriye kalandır şiir
dinse bile
sızlatır bir başkasını...
Konuşmak;
Suların yolları parçalaması gibi
Volkanların patlaması gibi
Konuşmak
Sabahlara kadar
korkağın tekiyim belki
kırlmış olduğumdan daha da fazla kırılabileceğimi düşünüyorum hala.
teşekkür mü etmeli yoksa küfür mü hala bilemiyorum
şu kağıt kesiği hayata,
32 yaşımda bana, acısından başka hiçbir bokunu yaşatmayan aşk denen şu illete...
bir tek kelimelere minnet ediyorum artık tek başımalığımı hayallerimle çarpıp çoğaltan
Korktunuz kitaplardan
Okumadan bildiklerinizi unutturur diye sizlere
Bütün çığlıkları boğmak istediniz suskunluğunuzla
Bozulmasın diye ezberleriniz
Hep aynı yönden eseceğini sandınız rüzgarın
kötüdür bilirim,
hayatındaki herkesin seni dinlemesi
ama söylediklerininin tek kelimesini bile anlamaması
ve kendi bildiklerini sana ömrünün tek gerçeği diyerek anlatması…
kötüdür bilirim,
Kuşatılmış bir eylül akşamıdır gözlerin
Kırmızı ve kederli
Ve anlaşılması zor olan bir denklem gibi
Sokaklarında yanık lastik kokusu
Kaldırımlarında polisler ve askerler
kelimeler bile küskün bize
en güzel cümleleri
en yanlış kişilere kurduğumuz için...
Boşuna paraladın kendini bunca yıl
Kusursuz bir hayat için yeryüzünde
Bir ömür boyu mutluluk yok
Lafın kısası gülmek yok sürekli
Ancak resimlerde güler insan yıllar boyu
Nasıl mıyım?
Rüzgarsız havada deniz nasılsa
Öyle durgun,
Bir sazın kopan teli nasılsa
Öyle sessiz,
Pimi çekilmiş bomba nasılsa
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle