Cesedin genç olursa eğer
Fazla yaşadım diyebilmelisin yine de herkesten
Her sabah
Gün ışığı vururken odanın penceresine
Aynanın karşısına dikilip
Bugün de sevebilirim diyebilmelisin kendine
Ceplerime bir avuç İstanbul doldurdum
Yeniden doğdum ve ben
Yeniden kurulmuş bir İstanbul oldum
Korkunun ve cesaretin kalesidir bu şehir
Ne kadar cesursa dost
Çalmayın o yalnızlığı benden
Benden o şiiri,
Yalan da olsa bölmeyin
Gecenin o en güzel anını.
En güzel hayali düşler ülkesinin
İncecik bir ipte yürür gibiyiz kardeşler
Hani hoyrat bir rüzgar esse sevda yerimizden
Devrilecek gibiyiz...
Bir parça tebessüm saklıysa hala kıyısında dudaklarımızın
Meyveye duracağını bildiğimiz bahar dalındandır...
Büyümek ne zor şeymiş
Her duyguyu iki kez yaşamakmış büyümek
Öfkeyi iki kez
Sevinci iki kez
Sevgiyi iki kez yaşamakmış büyümek.
Fark etmek olanı biteni dünyada
Çoğaldıkça şiirlerimiz
Bil ki yaşlanıyoruz
Ve şunu bil ki yaşıyoruz daha
Bir şiirlik ömür dileyerek Tanrıdan
Bir dizelik nefes dileyerek
ağır çekimde izler gibiyiz
dünyada çekilen tüm acıları
yere düşen bir fotoğraf çerçevesini
yahut bir mermi çekirdeğinin ölüme dönüşünü...
ne kadar çabuk gelip geçiyor oysa mutluluk
Bilincimin kurtarılmış topraklarında
Her akşam sınırlarımı geçiyorlar izinsiz
Sorgusuzca yıkarak beynimin tel örgülerini
Mayınlar ekilmiştir
Kendi hasadını toplayamayan bir yurdun kurak topraklarına
Kaç kez kaçırdıysa gözlerini
O kadar yenik
Bir sevdanın ardı sıra
Kaç kez düşüp kanamışsa dizleri
O kadar güçlü…
bir şiiri olmalı düşümüzün
taşıdığımız bayrak
yazdığımız kalemin kardeşi olmalı
ve bir şarkısı olmalı düşümüzün
göğün yedi rengi
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle