Her mayın bir tohumdur ayrılığın bahçesinde
Oysa biz sadece sevgi olsun istedik aşk bahçelerinde
O bahçelerde koşup oynasın çocuklar
Kolsuz bacaksız kalmadan
O çocuklar tüm renkleriyle görebilsinler dünyayı.
Herkesin içini acıtan bir şehir vardır
Eski ölümlerin acısı
Gece yarısı geçilen karanlık yollar gibi
Kuş bakışıyla en güzeli yeşilin
Maviye hasret bir yaz...
Her gün biraz daha eksiliyoruz
Her doğum günümüzde bir parçamız daha ölüyor
En acı makamdan çalıyor bütün şarkılar
Bitti derken
Herşey canlanıyor yeniden
Ya da ölüyor içimizde birşeyler
Biz insanız
Ve hala imla hatasıdır adımız
Kuşe kağıdına baskılı yaşamlarda.
Namlu ucu tedirginliği
Eksik uykularımızda.
Hayattan yana durmak için
Aykırı olduk çağımıza
Sevgisizlik çağında
Aşık yüreklerimizle...
En tehlikeli kitapları okuduk
Hep bir 'sen' var
Düşlerimizde
Gülüşlerimizde...
Hep bir 'sen' var
'Sen'in olmadığın gecelerde bile
Hainler ararken etrafınızda
Farkına varamadınız
Kendi yüreğinizdeki ihanetin
Oysa kanlı bıçağıyla
Gezinip dururdu ardınızca
Hayat;
Yüzlerce yıl yaşansa da bırakıp gidilemeyecek kadar değerli,
Bütün yaşanılanların tek kalemde, tek nefeste silip atılabileceği kadar anlamsız,
Sevinçlerin ve heyecanların sığdırılamayacağı kadar kısa,
Bitmek tükenmek bilmeyen kederlerin kadar uzun,
Yeni doğmuş bebeğin ağlayışı gibi genç
Geç öğrendik
Ağlamanın ayıp olmadığını
İçimize akıttığımız yağmurlarda
Kaç ceylan boğuldu
Kaç deniz tuzsuz kaldı
Kaç çığ büyüttük yamaçlarımızda
Güzel atlar diyarından geçiyorum
Başı beyaz köpüklü dağlar arasından.
Otobüsümün penceresinde
Oyuncak bir şehir
Hani o “çocukluk günleri”nden kalma
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle