Acı çeken vefalı kadınlarımız,
Yüreklerinde taşır beşiklerini,
Tırmanırlar hayatın dağlarına, tepelerine,
Kanlı, kasırgalı bir kurşun yüküdür hayat,
Ağıt, ağıt sırtlarında taşırlar onu,
Acı türkülerle taşır yorgun annelerimiz onu,
Sevgiyle sahiplen işine işçi Mehmed,
Sevgiyle yaklaş güle dikene,
Ayakların parçalansa da işkencede,
Ancak sevgiyle aşılabilir mesafeler.
Sevgiyle kurtulursun zalimlerin mazlumlara yaptıklarından,
Konuşabilselerdi
----tek
--------tek,
Ne
----söylerlerdi,
--------ne
Ne anlamı var,
----unut gitsin diyorlar,
Mahvettin hayatını,
----bir sevgiliyi severek,
Dön geri diyorsun,
----neredesin şimdi,
Ben
----de
--------isterdim,
------------başlayayım
----------------konuşmaya,
--------------------sen
Zaman hızla akıp giderken,
ne de çok eskiyor insanlık,
Selamlarımız yankılanırken boşlukta,
yurdumun kokusu soluk.
İyi niyetler kaybolmuş,
doğa da yaşlanmış sanki bugün,
Eski çiftçilikte, yetmiş öncesi devirde,
Ekin biçip bağlanır, toprağa istiflenir.
Üst üste konan, otuz dokuz demete,
Dokurcun derlerdi, adı dokumadan.
Buğday sapı, taş dövenle ayrılan saman,
Öküz, manda, at arabasıyla taşınırdı.
Tarlanın ortasında, tek başına duran,
Eski püskü giysilerle kuşanmış,
Sıcağı soğuğu, hep hisseden,
O hareketsiz beden,
Kargaları ürkütüp kaçıran,
Mahsullere kol kanat geren,
Gizemli bir serap gölü vardır Urfa'nın ötesinde,
Çalılık, çakıllı bir deve çölü,
Altı çöl, üstü göl olan bu topraklardan,
İki büyük nehir akarak semavi dinlerin cennetine ulaşır,
Doğar her ikisi de,
Gökleri delen dağların karlı ülkesinde,
Bekle dört gözle,
Gecenin ilerleyen saatlerinde,
Bir yerlerden ortaya çıkar belki de,
Yüreğini hasretle acıtan o kayıp kişi.
Umut kesilmez hayattan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!