Binlerce yıldır Tanrı'nın ve temsilcilerinin,
Emirleri ateş ve kandı,
Gözleri kör, akılları dar, yürekleri nefret dolu,
Sefil ve gafil yüzerler bu yüzden,
Binlerce yıldır pislik içinde.
Geçmiş insan topluluklarının dev yapılarda,
Devlet zoruyla bıraktığı emek izleri,
Sırta vurulduğunda kara bir yılan gibi siyaha dönen,
Ter yerine kan akmasına neden olan siyah kırbaç darbeleridir,
Yemyeşil bir dünyaydı bu çöl yarımadası, bu Mezopotamya ovası,
Üzüm bağları, bahçeleri, çalıları ve ormanlarıyla,
Uyandım yine sabahın buz gibi serinliğiyle,
Doğrulttum soğuktan kavrulan bedenimi,
Etimi parçalayan ve tekrar cildime sıçrayan,
Karanlık hayallerimden bir dilek tuttum.
Ruhumun en derin perdesi olan sis,
Ayaklarının dibinde dolaşsam,
Yaramaz yavru kurt gibi.
Tüylerim diken diken,
İzlesem kana kana,
Ay yüzlü güzeli,
Kızarana kadar gözlerim.
Yeni
----buldu
--------doktorlar
------------derdimin
----------------merhemini,
Nerden bilsinler,
Ay-geceyi başına bağlamış,
İsfahan şalından gül çiçeği,
Aksanı Farsçadır, heceyi bilmez,
Sallanarak gider, babanın güzelliği.
Çalı işlemeli fulardan,
Süzülür
----göklerde
--------turna
------------gibi,
Atamızın
----kızı
A'yla başlamadı insanoğlu elbet
Önce çiziktirdi düz çizgileri mağara duvarlarına
Sonra belki yuvarlaklar çizdi
Geldi ardından dikdörtgen, üçgen gibi şekiller
Gördüklerini çizdi kendince
Yüzümde beliren anlamsız bir ifade,
Yüzüme inen boş hayatın tokatıdır,
Aynalar bile düşman gerçeğini göstermez,
Hep aynı yalanı defalarca söylüyor.
Bütün bu yıllar aynada kayboluyor,
Aynadaki yüzüm o anda akıyor.
Ayı
----mı
--------desem
------------yoksa
----------------öküz
--------------------mü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!