Olgunlaşmamış, yarım kalmış derim yazgıma,
Arınmayı beklemiş, bir kenarda yıllarca,
Neyine dokunsam, elimde dağılıyor ama,
Sabrı, tahammülü, bir iş bilmişim.
*
Gençliğin sonu, pek tecrübesiz,
Ey yorgun kayıkçı,
----hiç geçmeyecek bu sanki,
Hiç bitmeyecek,
----bu kürekçilik,
Topla,
----tarağını, tasını,
Alıp satarsın peşin,
----aldırmazsın sen,
Çiğnerken insanların haklarını,
----yarını düşün,
Ne kadar zor bir işmiş dostum,
----bekle de gör önce sen,
Işık tutun bana, ey bilge ruhlular,
Bu gidişat gerçekten, böyle mi sürer?
Ötesini gecede, gören aydınlar,
İnsanlık bedelini, böyle mi öder?
*
Kurucusu kim, bu karmaşık düzenin?
Vardır
----elbet
--------insanoğlunun,
İyisi
----de,
--------kötüsü
Bir engerek gibi sevmenin en iyi gerekçesi insan olmak değil mi,
Hayatın dudaklarından bir lokma tat almak, emmek gibi değil mi,
Dul eşlerine yumuşakça dokunmak en iğrenç yol değil mi?
Günün en rüyalı saatinde, akşam ajanslarından önce,
En somut ve zarif kuşlarla kanat kanat ufka açılmak gibi değil mi,
In the red of my eyes, in the middle of the night,
Not for you, is it worth a laugh?
It blooms in my eyes, roses at night,
In the morning, the redness is drawn to my heart.
The fire of lei burns, to meet,
Your wedding night has been set, "happy" wedding.
The moment you go to Ukba, don't think you are far from us,
Mawla is pleased with you, may your grave be filled with light,
You offered love, you left the love of roses from your essence,
You are the way to God, the crown of ingenuity.
Wind in the streets,
I have love on my mind,
At midnight,
Old rains.
They sing,
Seed,
Every seed is a mystic.
They searched for the secrets within.
I was broken, it wasn't a wind, it was a seed.
Tree,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!