Bin dokuz yüz seksenin yirmi altı nisanı
Annemin kucağında açtım gözlerimi ben.
Dedem koymuş adımı, hatırlatıp kurbanı
O gün bugün peşimde bıçağını bileyen.
Erzurum' un en ücra ilçesinin köyünde
Adını özlem koydum bütün ukdelerimin
Kokluyorum hatrıma geldikçe mendil gibi
Yokluğunda karardı dünyası içerimin
Her hatıran yanıyor içerde kandil gibi
Kırdığım tüm kalpler avucumdaydı
Yoruldum sevgili, yorduğum kadar
Kan çanağı gözler baş ucumdaydi
Gördüm, baş ucunda durduğum kadar
Yorulmuş hayaller bir adım önde
Yalanın ucuyla beslenir olduk
Hepimiz aslında ikiyüzlüyüz!
Herkese beyhude seslenir olduk
Hepimiz aslında ikiyüzlüyüz!
Su avare toprak çorak geziyor
Aldatılan biz miyiz, aldatan nerde peki?
Kendimizi kandırdık yıllar boyu bu şekil.
Yalanı biz söyleriz, yalancı hep öteki
Herkes aptal ya, biziz dünyadaki tek akil!
Bu yalancı baharda değiliz elbet baki
Sen değilmişsin gibi karanlığı doğuran
Göz süzüp söz düzerek kalbinde nifak ile
Fitne fücur her türden kötülüğü yoğuran
Ve sonra unutturan üç kuruş infak ile
Sen değilmişsin gibi kuduran şafak ile
Ben ismiyle müsemma, kursağımda hançer var
Mihr-u mah'tan sır bulup da mihriban olmuşum.
Zahir öldürmez beni, ölüm hiçlik değil yar
Ben ki ana rahminden evvel kurban olmuşum.
Bir rüya aleminde, önümde iki nehir
İçimden sen geciyor, susuyorum Nazenin
Kokundan yoksun diye müstemleke her şehir
Tadı yok ne dağların ne dağlarda gezenin
Koyunlara saldırdı içimde kurt sürüsü
Dilimi tutuşturan kelimeler hatrına
Şiirimi küstürme, sözü kana bulama!
Masumlar hürmetine, masumeler hatrına
Gözyaşlarıma kıyma, gözü kana bulama!
Kalbimin kıyısında dolaşan serseriden
Bir gün hasretin cana tak ettiğinde ağla
Tüm ömrüm süzülürken yanağından ordayım
Kırlangıçlar Ölümü hak ettiğinde ağla
Vaveylan asumana çıktığı an ordayım
Sen bilmezsin topragin suyun kırıldığını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!