Gözlerinde kocaman bir umuda yol gider
Gülüşünde kırılgan bir kederin izi var
Susuşu adeta, "Ben, yaralı ceylanım!" der
Dilinde bir asırdır biriken gam sözü var
Gözlerinde yurdumun baharı var, yazı var
Heybem sözcük dolu amma
Şiir yazacak yüzüm yok
Şurda ne kaldı akşama
Sonrasında gökyüzüm yok
Dün oyunlar oynuyordum
Ben dağı tırmanırken düz ovada eğlenen
Zirveden üzerime taş atıyor, Hakim Bey!
Ben nefessiz kalmışım; her dakika dinlenen
Uçmuş... Bir de gülücük fırlatıyor Hakim Bey!
Daha dün şurada bir adım vardı
Gömdüm ta şuraya, döndüm Hakim Bey
Saçıma ak düştü, gönlüm ağardı
Ateştim, köz oldum, söndüm Hakim Bey
Kül oldum, yeniden yandım Hakim Bey
Testisi kırılmış suya dönmüşüm
Anbean bir yanım azalır gibi
Bir yangınmışım da sanki dinmişim
Susmuşum kelamdan can alır gibi
Hayat, kalpte idi daha demincek
Tükenince derdi yüzde bırakır
Ölümdür dünyayı kuşatan gerçek
Gülüşteki hüznü gözde bırakır
Her şeyin yarımdır, tamı ötede
Gidebilsem, gideceğim, yolum var
Ayaklarım hala zinde, gözüm dinç
Kalbim yorgun, her durakta zulüm var
Dudaklarda yarım kalmış bir sevinç
Kaldım öyle, dayandı sabır taşı
Kul, hayatı fani gördüğü zaman
Makamı ne yapsın, malı ne yapsın?
Kayın, meşe, çamı olan bir orman
Kavaktaki kuru dalı ne yapsın?
Hüzün gözlerinin buğusunda ter
Islak hayallerin meyvesi hüzün
Yarından bugünden ve dünden beter
Hüznün girdabında boğulan yüzün
Gözlerin sessizce büyüyen büyü
Hayallerimi kesen rüzgarın kokusu bu
Sıcaklığı bir anne gülüşü kadar güzel
Çayı henüz konmamış bardağın cam soğuğu
Isınırdı dem almış katresiyle gözlerin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!