İlkay Coşkun Şiirleri - Şair İlkay Coşkun

İlkay Coşkun

iç bükey

hep aynı uzuyor tren rayları
ha doğu ekspresi ha mavi tren
her kompartıman ayrı yürek ilmeği
telefon şarj edilecek, canözümde priz

Devamını Oku
İlkay Coşkun

için

mısra nakkaşlığı benimkisi
dile vurma, mısrada durulma
kanayan şiirle kavrulmak
için

Devamını Oku
İlkay Coşkun

İncinir

rahmetten bigâne nadandır yola
istikamet şaşar çılga incinir
kendini bilmeyen yaramaz kula
güneş değse bile gölge incinir

Devamını Oku
İlkay Coşkun

İnsan Dağ Misali

bir baltaya sap olamadı derlerdi büyükler
sadece anıları büyütme çabasındaydı
hep mazide yaşayarak büyüttü de
kaybedişler hiç peşini bırakmadı

Devamını Oku
İlkay Coşkun

İnsan Denen Şey

doğum ve ölüm arasındaki şey
dünyalık baş dönmesi seyrüsefer

onbeş yaşında

Devamını Oku
İlkay Coşkun

insan sel

saçını süpürge ettin ilk soğukta tazelenip
enflasyonmuş canavarlaşan kimin umurunda
-gel vatandaş gel- teranesiyle bi güzel cilalanıp
sıcak sıcak mayışmış, hatta gevşemiş

Devamını Oku
İlkay Coşkun

İptidai Zaman

h’iç yangını
nasılsa her alev dünyayı ürpertecektir, öyle ki insanın bilinmez ölümden korkması boşuna değil. eskitmeli bir vakıa yıkılacak bir duvarın altına girmek gibi bir facia sunacak. su gibi korkutup boğacak, yumruk sıkımı bırakıp müdavimlerini elinden alacak. ha bu dünyanın en yaramaz çocuğu olacak ha buğz edilip küfür bulacak. bazı büyük ölümlerle savaşmak ilk adım hareket doğuracak. hüznün serlevhası bu, yel değirmeniyle mücadele sunacak. ölüme kalkışan dünyaya müdahaleyle hayat kaygısını artıran h'iç yangınını söndürüp insan olunacak. yeni cinayetlerle saklı hayatları elinin körüne yollayıp en büyük fitne yine kendisi olacak. beynelmilel ders/sizlik,“kabile asabiyeti”* gibi heyecanlı, benmerkezci kucağında yeni çocuklar doğuracak.

batık gemi

Devamını Oku
İlkay Coşkun

İzmir Yalnızlığında Gül

1 - 35
mekân yaptığın eller Kara/bağlar
kar yağmaz artık yollarına
soğuklar işlemez yüreğine

Devamını Oku
İlkay Coşkun

Kaçış

öleceğimizi bilip yolculuklara çıkardık erkenden
eskiyen yüzlerin can çekişlerini izlerdik kuytularda
derin derin aksımıza sarılırdık aynalardaki haliyle
kendinden sfenksli bedenlerde saklardık maskeleri

Devamını Oku
İlkay Coşkun

Kadim Zamanlı Asya

kehribar kokulu asya, kısa gölgeli geniş bir kıta
dağ, bayır, ova güneşe ram, düş mahfesi sanki
bir gün poşu başka bir gün kukuleta bağçelen
giyinik binyılların yalımlı gizemleriyle İstanbul

Devamını Oku