Ev Zamanı
bir hüma masalı sığınak
yanan ışık, sıcak çorba biraz
çok daha huzur ekilir evler
ilkgüz
özgürlüğün tınısıyla duyumsuyorum romantizmi
ayak sürümen boşuna, kozasını örüyor bak eylül
gözlerde dolanıyor habire koyu renkler
Gelenler
gelir. dağdan su
sudan balık
balıktan umut
umut dağ gibi gelir
giden ölünün ardından
ey hat, ne fayda günışıklarının sonu hep karaltı
oniki pınar dahi kurur musa çölünde
kapıları sıkı sıkıya kapatman neye yarar
gidişler
-küsüp gidenlere
ve gitmeyi düşünenlere-
dört gün sonra özlem içerisinde
Gölde Damla
bütün amacımız
ilkokulu bitirmekti
bir de yedi katlı gofreti
çokça yiyebilmek
Göz Gazeli
asil bakışlarız sevda üstüne
güzellik içinde kalır gözlerin
sineyi çağlatan coşkun nehirde
Gücün Yetmezliği Böyle
göze oturan koyuluk yinelenen ağırlık
yeni heveslerin yüreğinde kımıldadığı
zaman çoktan geçmiştir artık sinmeden
kendini salıp sesin-nefesin canda biriktiği
Güneş Görmeyen Gölge
dün, öncesi, daha öncesi, siz değin araf, ne çıkar
bir vakanüvis ifşa etmedikten sonra yaşananları
karabasan ya da cinnet karartmalarına dokunsak da
gizlerimizin yanında izlerimizi de taşımaktayız
İlkay bey Tebrikler derin dizeler.
slm
ilkay abi ben mustafa belkı hatırlamassın nasılsın abi
hepside birbirinden güel abi allah hayırlısını versin
Sayın İlkay Coşkun kardeşimiz antolojide tanıdığım gönlü insan sevgisi ile dolu, sanat ve edebiyatın yanında yer alan müstesna bir kişiliktir. Kardeşimi tanıdığım ve eserlerini zevkle takip ettiğim için şanslı ve mutluyum.
Şiir, şair, edebiyat ve sanata katkılarınız için tebrik ve teşekkürler ...