Hangi duadan geldin sen böyle,
Umutlar doğuyor gülüşlerinden,
Mavileri saçarak yeryüzüne,
Kuşlar uçuyor kıtalar arasından.
Neden ona bu kadar aşık oldunuz?
Çünkü O!
Bedenine öyle bir ten giymişti ki,
Bütün Ademoğullarından ayrışıyordu.
Prag’da gün batarken,
Eski şehrin taş sokakları,
Adımlarıma yankı olur,
DEDİLER Kİ
Ölenlerin arkasından yetmiyor ağlamak. Önceden olsa sert bir sigara içerdim acıları uyuşturması için, hani şu uzun ve kalın olanlarından.
Bu zamanlarda emekli ettiğim alışkanlıklar gelmiyor da aklıma,
Özlem kursağa karışırken nefes seni boğduğunda, çakmak aramıyor artık elin
O'nun yerine yutkunmaya çalışıyorsun. Rütbeleri yüksek, acısı sert sevdiklerinin imzası atılırken nefes boruna.
DELİ KIZIN MANZARASI
Dolunay vurdu pencereme
Aydınlığın yağıyor yüzüme
Bir şehrin sabahında
Yeni başlangıçların koşusunda
DERİN KUYULAR KARANLIĞI
Balıkçı tekneleri kalkıyordu limandan
Serçeler uyanıyordu ki çatıdan
DİLSİZ KELİMELER
Özlemek mi diyorlar?
Kemikleri eriten bu yangına
Sensizliğin gölgesi düştü bak yine yeryüzüne.
Daha da çekiliyorum
Hiç olmadığım kadar yakınlarına
Güçleniyor, daha büyüyor
Kuvvetleniyor ayak bileklerim
İliklerime kadar titriyor içim
Ah bu dünyanın içinde ne var
DURAK SONRASI
Bir lavanta kokusu, bir turuncu yarası
Mevsimler karıştı
Güzel olan ne varsa
Biriktirip sana getireyim,
Anlatayım istedim.
"Durma uç o zaman."
Kanat çırp sonsuzluğa,
Benden çok uzaklara.
İyi bir kalem, edebiyatın birçok alanında ürün veren, romanını merak ettiğim, hem edip hem dingin bir kişilik.
Özenle takip ettiğim, şiir örgüsünü ve imgelerini sevdiğim şair iyi ki var.
Soyadınızı yadırgatmıyorsunuz. Şiirleriniz çalışkanlığınızın yalan olmadığını gösteriyor.
Yazmaya ve doğru güzel iyi olmaya devam. Dost selamlar.