Daha da çekiliyorum
Hiç olmadığım kadar yakınlarına
Güçleniyor, daha büyüyor
Kuvvetleniyor ayak bileklerim
İliklerime kadar titriyor içim
Ah bu dünyanın içinde ne var
DURAK SONRASI
Bir lavanta kokusu, bir turuncu yarası
Mevsimler karıştı
Güzel olan ne varsa
Biriktirip sana getireyim,
Anlatayım istedim.
"Durma uç o zaman."
Kanat çırp sonsuzluğa,
Benden çok uzaklara.
ESKİ TANIDIK HÜZÜN
Pencereye yansımanın
Göz göze gelişimizin
Aklımdan gitmeyiş inin
Eylül geldi, salep rüzgârı estikçe,
Sıcak anılar sarar kalbimde,
Düşen yapraklar dans ederken,
Umudun kokusu her yerde, gizlice.
Şimdi sen, gecenin karanlığına gebe,
Bense gecelerin aydınlığı.
Sen, sessizliğin büyüsünde bir sır gibi saklanırken,
Ben, ışığın içinde seni arayan bir nefes.
GEÇ-MİŞ
Sil baştan yaşama şansı verilseydi diyor şair
Sil baştan yaşama şansı verilseydi eğer.
Kusursuz heybetli adamların omurgaları eğildiğinde
Bastonları dizlerinin yanında öğütler verirler geçmişlerine bakarak
“Gel…”
– seslenişin eşiğinde bir şiir
Gel...
Adını unutan bir rüzgâr gibi değil,
Unutulmamış bir dua gibi gel...
Gel, ey âhû gözlüm, uzak diyarların esintisini taşıyan…
Rüzgârların bile fısıldamaya kıyamadığı bir sevdayı al getir yüreğine.
Geceler boyu yıldızlara fısıldadığım, yollarını gözlediğim aşkı getir bana.
Gözlerinde hasretin izleri var mı?
İyi bir kalem, edebiyatın birçok alanında ürün veren, romanını merak ettiğim, hem edip hem dingin bir kişilik.
Özenle takip ettiğim, şiir örgüsünü ve imgelerini sevdiğim şair iyi ki var.
Soyadınızı yadırgatmıyorsunuz. Şiirleriniz çalışkanlığınızın yalan olmadığını gösteriyor.
Yazmaya ve doğru güzel iyi olmaya devam. Dost selamlar.