Karanlık bir geçmişin gölgesindeydim,
Her adımımda yankılanan çığlıklarla.
Sessizliğin en keskin haliydi,
Çocukluğumun koridorlarında.
Kırık bir aynada arardım yüzümü,
Öpecek bir elin varsa hayatta
Koşar sarılırsın ahde vefada
Anne Baba Kardeş hepsi yanında
Şükürler edersin bayram sabahı
Nereden aldın yahu söyle bu ehliyeti
Bakkal mı verdi yoksa kasaptan mı zimmetli
Bir manevra için ki duman ettin ortayı
Ah be hocam ne ettin mahvettin trafiği
Mevsimsiz açar mı sevda çiçeğim
Bahara erer mi hazan yüreğim
Bilemem yazar mı küstü kalemim
Bir yudum su gibi muhtacım sana
Ömür boyu sen ol başımın tacı
Başkasından duydum yandı yüreğim
Bir benden saklamış demek sevdiğim
Yoksa bir şey mi var şüphe ettiğin
Neden bunu benden gizler sevdiğim
Nefes alamam ki tıkanır canda
Taşıma su ile dönmez değirmen
Kurumuş bahçeme gülü neyleyim
Dünya denen yerde murat görmeyen
Şu kara bahtıma alı neyleyim
Çileyi dost bildim ahir ömrüme
Sevdanın kahrını çektim yıllarca
Ne zaman gelir ki gönüle bahar
Hasreti birikti oldu tonlarca
Ne zaman gelir ki gönüle bahar
Elinde tebeşir kara tahtada
Bilgi ırmağından akar öğretmen
Öğrencileri hep gönül tahtında
Karanlığa ışık yakar öğretmen
Oku diye başlar kitabın başı
Herkese bir hisse düşerken sevgiden
İnsan hislerinin içinde nasıl ölür usta
Çözüp düğümlerini yalnızlığın
Her mısrasında sevgiye döküp aşkı
Yazan kalemi kırıp, yazılan kâğıdı yırtıp
At bu şiiri çöpe; okunmasın usta
Kaç yarın oldu bak seni beklerim
Verdiğin sözlerin nerde sevgilim
Gülleri soldurdun ömür bahçemin
Ölüm fermanımı yazma sevdiğim
Sabahlar olunca ezan okunur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!