Huban Asena Özkan Şiirleri - Şair Huban ...

Huban Asena Özkan


Siyahtan başka bir renk tanımadım
Bilmem kırmızıyı gül görünmüyor
Elimdeki baston bütün hayatım
Caddeler sokaklar yol görünmüyor

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Yüce yaradan biz kullarını eksiksiz yaratmış. Her ayrıntısı ile muazzam bir şaheserdir insanlar. Yaratılmışların en yücesi, en şereflisidir ki koca bir kâinat serilmiştir ayaklarının altına. Her birimizi özenle yaratmışken Allah’ım, peki biz bu özenin farkında mıyız? Öyle bir sistem ile var olmuş ki insanlar, her bir uzvun amacı farklı iken kontrol mekanizmasını kafatasımız içinde bulunan beyin diye adlandırdığımız iki lop parçaya bağlamış.
Ayrıca beyninde sürekli değişim ve gelişimini insanoğlunun tekeline bırakmış. Hah işte konumuz tam da bu. Beş parmağın hepsi aynı olmadığı gibi insanların da hepsi aynı değil elbette. Kimi farkında bu özenli yaratım sisteminin ki, farkında olanlar farklarını gayet açık ve net ortaya koyuyor. Olmayanlar ise kafataslarının içindeki o gelişime açık lop parçalarının ya varlığından habersiz ya da sadece et parçası olarak orada olduğunu zannediyor. Şaşırtıcı olanı ise; beynini kullanmak yerine çalışan farklı organlarını beyin yerine kullanıyorlar. Ve hayata da o beyinle bakıyorlar.

Dolaylı bir anlatım oldu ama gerçek bu. Hal böyle olunca da ve böyle insanların sayısı arttıkça dünya denen beşik oluyor sana eşik. Atlamak bir yana dursun, kapıyı aralamaya bile korkuyorsun.
Sonra dilimize bir güvensizlik kelimesi yerleşiyor ve altını dolduran sebeplere bakmadan gelişigüzel kullanıyoruz bu sözcüğü. Güven insanın kendin de başlar. Bunun için de amaca uygun kullanmak gerekir tüm uzuvları. Mesela; beyin gelişmek ve fark yaratmak için vardır. Zekâ ya da akılda denir. Kullanmayan, kullanamayan hatta farkında olamayanlara tarifi çok basit. Kafamızın üst bölümünde ve saçlarımızın tutunduğu o kemiğin içinde. Siz görmeseniz de işe yarayan bir organ. Çalıştırın bence ki çalışmaktan yorulmayan, hatta bunu sizin için avantaja dönüştüren tek organdır o.

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Bir Bahar Çığlığı

Bahar dediğin nedir ki?
Bir dalın kırılmaktan korkmayan feryadı,
Çürümüş yaprakların arasından sıyrılan çiğdem,
Ve toprak,

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Bir sene önceydi masal başladı
Virane bir yerde bir kız yaşardı
Yalnızlık gönlüne tek arkadaştı
Bir günde hayatı tarumar oldu

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Artık seni yazamıyor kalemin,
Nedendir bilinmez, bitti mi sevgim?
Usandı belki de garip yüreğim,
Feryat figan etmekten yoruldu napim,
Zorladım birkaç kez yazayım seni,
Kahve kokusuna sardım kalemi.

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Hangi pencereden bakarsanız bakın, nasıl yaşarsanız yaşayın, hayat başımıza gelen en karmaşık deneyim bence. Sırrını da çözen olmamış zaten. Ne garip bazen en büyük mutluluğu da en büyük acıları da yaşatan aynı kişidir. Keşke ilk tanıdığımız, ilk güvendiğimiz andaki gibi kalsa hayatımıza girenler. Kirlenmemiş, temiz, güven kokulu ve mutluluk verici. Sonra bir şey oluyor, ne oluyor bilmeden büyü bozuluveriyor. Bozuluyor işte. Sanırım aşk gerçeklere bizi kör ediyor ve bu büyünün etkisinden kurtulup da gerçeklerle yüzleştiğimizde yaşıyoruz en büyük hayal kırıklıklarını. Aslında bazen de bile bile lades diyoruz. Sonunu görüyoruz ve her defasında aynı sonu yaşayacağımızı bile bile körü körüne gidiyoruz hatanın üzerine. Yine yeniden makinist filmi başa sarıyor ve biz ''Bunu bir kere daha izlemiştim.'' diyerek yeniden arkamıza yaslanıp izlemeye başlıyoruz. İzlememizin çok basit bir açıklaması var aslında. Sadece umut ediyoruz'' belki bu defa' diye. Fakat bu film mutlu sonla bitmiyor elbette. Yine koca bir kayaya çarpıyor Titanik gemisi. Aptallık olarak nitelendirebilirsiniz belki.
AŞK YALANI EN İYİ PAZARLAMA SANATI.
Ve hepimizde bu güzel yalanı gerçeklere kör olan gözümüzle bakıyoruz. Sonrası mı? Güle güle yaşadığımız yalanlar acı acı çıkıyor bizden. Koca bir enkaza dönüyoruz sonunda. Elimizde gözyaşlarımızı silmek için bir mendil ve yüreğimizde koca bir yara daha. Bir darbe daha alıyoruz. Her defasında sendeliyoruz, her defasında bir balta daha değiyor bedenimize. Yine yaralanıyor, yine acıtıyorlar içimizi. Sanırım biraz beceriksizim aşkta. O kadar seçici olmama rağmen yine de yanlışlar yapabiliyorum ve ben aşkı çok önemsiyor, ciddiye alıyorum. Hatam burada olmalı. Ya da benim aşkım şimdiki aşk safsatalarına uymuyor. Ondandır çekip gitmelerim. Aşk oysa; insanı yüceltmeli, yeni değerler katmalı, hayatına anlam katmalı ve kesinlikle huzuru, mutluluğu getirmeli. Şimdiki aşklar cüzdana eş değer neredeyse. Zor ve gerçek bir aşkın peşine düşmeye de bazılarının yüreği yetmiyor maalesef. Nasıl varlık içinde her şeyi alabiliyorken insanlar; şimdilerde aşklarda öyle ucuz, sıradan, birbirinin aynı ve hemen tüketilmesi gerekli. Bu yüzden gerçekten sevmeyi bilenler yüreklerini gizlemek zorunda. Onu da alıp tüketmesinler diye.

Huban Asena ÖZKAN

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Kafamda cevapsız sorular
Sordum bir yağmur damlasına
Bir kapının kirişine
Bir tülün rüzgarla buluştuğu yere
Duvarda asılı saatin akrebine
Takvimin üşüyen yapraklarına

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Bir kız çocuğum ben
Büyütebilirsem o kız çocuğunu,
Doktor olmak istiyorum ben töreye inat
Başında duvak olsun istemiyorum
Olmasın gelinlik üzerimde 13 yaşında
Elimde stetoskop olsun istiyorum

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Yirmi sekiz ekimde verilmişti bu karar
Demokrasi içindir sözümüz Cumhuriyet
Laikliktir ülkeme bir tek o fayda sağlar
İlkelerin mirastır izimiz Cumhuriyet

Erzurum da toplandı delegeler emriyle

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Saltanatın o gün ezdik başını
Yirmi dokuz ekim kutla yaşını
Bağımsızlık dedik koyduk adını
Kan vererek kurduk Cumhuriyet'i

Hürriyet verildi esirdi millet

Devamını Oku