Sen orada kal tanıdık geliyorsun
Harfler aynı ama cümleler farklı
Birbirinin içine geçmiş düşüncelerim
Sanırım şiir değil sana bu yazdıklarım
Fazlalıkları atmak gerek cümleden
Bu insanlar nasıl bakıyor hayata anlamıyorum
Yalakaların potansiyeli artmış
Tadı kaçmış buraların
Oysa farklı sanmıştım
Dedikodudan uzak bir dünya yaratmıştım
Yine kandırmışım kendimi
Yine yorgun bir sabaha açtım gözlerimi,
Hiç istemiyorum,
Aralanmasın gözlerim yeni güne,
Hiç istemiyorum,
Doğrulmasın bedenim yataktan.
Hayalin sarmalıyor her gece beni.
Bir anda sarsılır kabuğu yerin
Binalar çöküyor oluyor deprem
Enkazın altıda oldukça derin
Canları alıyor oluyor deprem
Salıncak misali koca binalar
Eyvallahım olmaz yar, sanmak ki üzülürüm
Bir iki gün ağlarım, sonra da unuturum
İyileşmez yaraya, tuz basar kuruturum
Sen kendine iyi bak, dert etme sakın beni
Aklına düşer isem, kör şeytana lanet et
Havanın yüzü asık, Tadı yok bugün, keyifsiz
Ağlayacak sanki bulutlar
Rüzgâr kanlı bıçaklı güneşle
Kuşlar konmaz olmuş ağaç dallarına
Papatyalarda fallar sevmiyor çıkıyor artık
Güller kokmaktan vazgeçmiş, Bülbüller naz çekmiyor
Hayat sadece hissettiğinizdir. Hissettiğinizi şekillendirmekte sizin elinizdedir. Yaşadığınız deneyimler hissettiğiniz şeye şekil verir ama neyi yaşayıp neyi reddedeceğiniz sizin elinizdedir. Deneyimlerinizi seçin. Kısaca hayat işte bu yüzden bir seçimdir. Burası yani yaşadığımız evren seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenip, kendi hayatımızın direksiyonuna geçme cesareti olanlara göre tasarlanmıştır. Hayatın trafiğinden korkup zaman zaman bu cesareti hissedemeyebilirsiniz. Bu yenildiğiniz anlamına gelmez. Vazgeçmediğiniz sürece doğru seçimi yapmak için her zaman şansınız vardır. Seçmekten vazgeçip hayatı akışına bırakmaya karar verdiğiniz anda bu evreni terk edin. Vazgeçerek kendine ihanet eden birinin bu evrende hiçbir işi olamaz zaten. Bir şeyin yitip gitmesine izin vermezseniz doğum asla gerçekleşmez. Bir açıdan bakıldığında filiz tohumun ölümüdür. Bir tohum çatlar, deforme olur, kendisi olmaktan çıkar yani ölür ve filiz ortaya çıkar. Sahip olabilmek adına, sahip olduklarımıza tırnaklarımızı korkuyla geçirdiğimizde ne çatlayıp filize dönebiliriz ne de çürüyüp içimizdeki tohumları toprağa bırakabiliriz. Sahip olmak için doğmadık biz. Büyümek, gelişmek, dönüşmek için buradayız. Hayatın içinde kendi tekrarlarımızı yaşamaya başladığımızda durup bir düşünmek lazım.
Huban Asena Özkan
Hayatı ertelemeyeceksin diyorum
Ama bak halime, ertelediğim hayatı yaşayıp bitirdim
Noktalandı
Kafamda o hayat, hala oturuyorum
Boş verdim çünkü, inanç yok
Gördüğün, yaşadığın, ulaşamayacağımı bildiğim bir şey için mücadele etmiyorum işte
Gecenin koynunda yıldızlar yanar
Ay gümüş bir kayık denize dalar
Rüzgar saçlarımda söyler şarkılar
Hatıralar kumlarda sesleri kalır
Ağaçlar fısıldar geceye sırlar
Şairin silahı kalemi derler
Yürekler sırrını onunla çözer
Hecesi serbesti duyguyu söyler
Gelin hep birlikte şiir olalım
Edebiyatın bak çatısı şiir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!