Huban Asena Özkan Şiirleri - Şair Huban ...

Huban Asena Özkan


Eski bir kitabın sayfaları arasında duruyorum,
Kumaşım solmuş, kenarlarım kıvrılmış.
Üstümde bir çiçek kurusu, belki bir mektup izi
Sanki zaman, tam o sayfada durup
"Burada unutuldun," demiş.

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Sonbahar, yapraklarını toplarken köşelere
Her biri buruşuk bir mektup gibiydi; mürekkebi solmuş.
Gökyüzü, yağmuru sakladı bulutların cebine,
Rüzgâr, dalları titrettikçe döküldü hikâyeler…
Bir mevsimin hüznü, diğerinin tohumu oldu;

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Eski saatin paslı dişlileri geceyi öğütürken,
Bir ömür, tik takların arasında sıkışıp soluk aldı.
Avuçlarımızda kum taneleri kanadı haykırdıkça,
"Bu son!" dedik… Ama her tane, ceplere düşen bir sızı
Sessizce birikti, zamanın çizgilerine nakış oldu.

Devamını Oku
Huban Asena Özkan




Biz ki, ayrı kıtalarda doğmuş iki yabancıydık
Ben bir denizdim, tuzum, unutulmuş yaralara doğan sabah gibi…
Sen bir buluttun, göğün terk edilmiş mavisi…

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Bir sene önceydi masal başladı
Virane bir yerde bir kız yaşardı
Yalnızlık gönlüne tek arkadaştı
Bir günde hayatı tarumar oldu

Devamını Oku
Huban Asena Özkan

Artık seni yazamıyor kalemin,
Nedendir bilinmez, bitti mi sevgim?
Usandı belki de garip yüreğim,
Feryat figan etmekten yoruldu napim,
Zorladım birkaç kez yazayım seni,
Kahve kokusuna sardım kalemi.

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Bir şarkıydı başlangıç "güle güle, yolun açık olsun!"
Sesin kırık bir plak gibi takıldı dudağına,
Ben, o sözü bir bıçak sanıp kalbime sapladım.
Sen, "seni uğurlamıyordum," dedin,
Ağzından dökülen balı zehire çeviren

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Hangi pencereden bakarsanız bakın, nasıl yaşarsanız yaşayın, hayat başımıza gelen en karmaşık deneyim bence. Sırrını da çözen olmamış zaten. Ne garip bazen en büyük mutluluğu da en büyük acıları da yaşatan aynı kişidir. Keşke ilk tanıdığımız, ilk güvendiğimiz andaki gibi kalsa hayatımıza girenler. Kirlenmemiş, temiz, güven kokulu ve mutluluk verici. Sonra bir şey oluyor, ne oluyor bilmeden büyü bozuluveriyor. Bozuluyor işte. Sanırım aşk gerçeklere bizi kör ediyor ve bu büyünün etkisinden kurtulup da gerçeklerle yüzleştiğimizde yaşıyoruz en büyük hayal kırıklıklarını. Aslında bazen de bile bile lades diyoruz. Sonunu görüyoruz ve her defasında aynı sonu yaşayacağımızı bile bile körü körüne gidiyoruz hatanın üzerine. Yine yeniden makinist filmi başa sarıyor ve biz ''Bunu bir kere daha izlemiştim.'' diyerek yeniden arkamıza yaslanıp izlemeye başlıyoruz. İzlememizin çok basit bir açıklaması var aslında. Sadece umut ediyoruz'' belki bu defa' diye. Fakat bu film mutlu sonla bitmiyor elbette. Yine koca bir kayaya çarpıyor Titanik gemisi. Aptallık olarak nitelendirebilirsiniz belki.
AŞK YALANI EN İYİ PAZARLAMA SANATI.
Ve hepimizde bu güzel yalanı gerçeklere kör olan gözümüzle bakıyoruz. Sonrası mı? Güle güle yaşadığımız yalanlar acı acı çıkıyor bizden. Koca bir enkaza dönüyoruz sonunda. Elimizde gözyaşlarımızı silmek için bir mendil ve yüreğimizde koca bir yara daha. Bir darbe daha alıyoruz. Her defasında sendeliyoruz, her defasında bir balta daha değiyor bedenimize. Yine yaralanıyor, yine acıtıyorlar içimizi. Sanırım biraz beceriksizim aşkta. O kadar seçici olmama rağmen yine de yanlışlar yapabiliyorum ve ben aşkı çok önemsiyor, ciddiye alıyorum. Hatam burada olmalı. Ya da benim aşkım şimdiki aşk safsatalarına uymuyor. Ondandır çekip gitmelerim. Aşk oysa; insanı yüceltmeli, yeni değerler katmalı, hayatına anlam katmalı ve kesinlikle huzuru, mutluluğu getirmeli. Şimdiki aşklar cüzdana eş değer neredeyse. Zor ve gerçek bir aşkın peşine düşmeye de bazılarının yüreği yetmiyor maalesef. Nasıl varlık içinde her şeyi alabiliyorken insanlar; şimdilerde aşklarda öyle ucuz, sıradan, birbirinin aynı ve hemen tüketilmesi gerekli. Bu yüzden gerçekten sevmeyi bilenler yüreklerini gizlemek zorunda. Onu da alıp tüketmesinler diye.

Huban Asena ÖZKAN

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Çamaşır ipine dizilmiş hayaller
Her biri ıslak bir gözyaşı kadar ağır,
Sabun kokusu sinmiş pamuklu kumaşlar,
Rüzgârla sallanırken fısıldıyorlar
"Biz, terk edilmiş cümlelerin izleriyiz…"

Devamını Oku
Huban Asena Özkan


Bir beşikte sallandı ölümle doğum,
Annesinin kolları kırık camdan bir rüya.
Felek, tuzla yaladı dilini;
Hayat, sarkık bir iple tutundu soluk almaya.
Üvey baba, kökleri sevgiye uzanan bir ağaçtı,

Devamını Oku