Ben kimim;
Aslında sayıların, yılların hiç önemi yoktur ama geleneksel olmuş özgeçmişi tarihlerle yazmak. 1978 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya gözlerimi açtım.1,5 yaşında Adana’ya yerleşip Adana kültürü ile büyüdüm ve öğrenim hayatım boyunca Adana’da kaldım. Adana kültürü ile büyüdüğüm için kendimi Adanalı olarak ifade ettim ve ben bir Adana kızıyım. Yazmaya olan tutkum ilkokul döneminde annemin şiir okumaya teşviki ile başladı. İlkokulda bütün özel günlerde şiir okuyanlar arasında ilk sırada ben vardım. Bu maceram daha sonra yazmaya dönüş ...
Acılarımı Satıyorum
Pazar tezgahına acılarımı koydum bu gün
En ucuzu çocukluk acılarım
Boş pazar tezgahına ne koyarsam onu satıyorum
Acıları koyarsam acı sevenler dikiliyor karşıma
Mutluluk, umut koyarsam onları isteyen dikiliyor karşıma
Bir sonbahar yaprağıyım, düştüğüm yerden kalkmadım
Rüzgâr beni savurdu, köklerimi sökmedi.
"Acın geçti mi?" diye sorma,
Alıştım demek daha kolay...
Çünkü unutmak, kendi mezarlığımı kazmak gibi.
Agresifmişim ben öyle diyorlar
Hayır agresif değilim ben
Ne yapıyorsam yapayım
Küçük bir kızın çırpınışı onlar
Dipsiz karanlık bir kuyuda geçirmiş senelerini
Ah usta...!
Saplantı oldu bende intihar...!
Hani sana benzerken bahar...!
Bana benzerken sonbahar...!
Hani gece yarıları piç oluyorken,
Kağıdıma damlayan şiirler ölüyorken.
Başın dara düşse birlik olunur
Sorunun ne ise çözüm bulunur
Can sağlığı olsun her şey hallolur
Ne güzel nimettir Aile olmak.
Geceye dokunan bir serin rüzgâr,
Susmuş bir kuşun kanadında yankı.
Ay, ince bir bıçak gibi keser gökyüzünü,
Yıldızlar titrek, Evren bir masal kadar eski.
Bir kuruşun üstünde paslanmış bir gülümseme,
Yokluğun avucunda eriyen mum alevi .
Varlık dediğin cam vitrinlerde sergilenen boşluk
Parlak ama içi kof,
Dokunsan kırılacak.
Yıl 1978 günlerden Salı,
Elbistan’da kaldı, bir çocuk aklı
Bir hikayesi vardı, yürek dağlayan
Anlatsam mı dostlar, annemin intiharı.
Kucağında bebeği, geldi Ceyhan yanına
Bir sonbahar yaprağıydım, aynanın karşısında düşen.
Yaşımın sayısı, avuçlarımdaki çizgilerde taştı.
Yarına ertelenmiş her kahkaha, çatlak bir saksıya ekilen tohumdu;
Filizlense bile, kökleri taş duvarlara çarparak kırıldı.
Bazen seni düşünüyorum
Bir gölgenin ışığı nasıl tamamladığı gibi
Keskin bir sessizlikle doluyor aralar,
Ve ben, o boşluğu kelimelerle doldurmak yerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!