Toprağın nabzını dinle, duyuyor musun o gürültüyü?
Köklerin karanlıkta verdiği o büyük savaşı.
Bir tohum, çatlatırken sabrın sert kabuğunu,
güneşe yazdığı mektubu okuyor yeşil bir dille.
Sanma ki unuttum seni,
her nefeste adını çağırıyor deniz.
Akçay’ın tuz kokan rüzgârı,
göğsümde taşıdığım gizli mühür gibi
hükmünü sürüyor hâlâ.
Ben,
Yaşı altmış altı,
Ruhu binlerce yıllık bir savaşçı.
Ben, o beyaz kartalın gözüyüm.
Bir garip sevdadır gönlüme düşen,
Hayalin peşinde dağları aşan,
Her gece sabaha aşk ile koşan,
Bu kervan menzile böylece gider.
Gönlün Minberi.,.
Bir gün, kalbimin kapısında durdum,
anahtarını kaybetmiş bir yolcu gibi.
Gözlerim göğe çevrildi,
orada bir ışık aradım,
Gönül bir deryadır, dalgası bitmez,
İçinde inciler, mercanlar saklar.
Aşkın rüzgârıyla, yelkeni gitmez,
O gizli limanda, umudu ekler,
Her zorlu gecede, sabrını aklar.
Gözlerinde bir damla, bin umut saklıdır,
Her bakışın ruhuma bir cennet katlıdır.
Adın geçse dilimde, gönül hoşnut kalır,
Seninle her an ömrüm bayrama atlıdır.
Gönül bekler bir selam, uzaklardan gelecek,
Kalpte bitmeyen elem, bir an olsun dinecek,
Gözümdeki yaşı nem, ancak o dost silecek,
Hasreti dindirecek, sımsıcak bir haberdir.
SokaKlar dar gelse de, sığmaz taşa yüreğim,
KorkUsu yok olanın, bükülmez ki bileğim,
GönüLler bir oldukça, kabul olur dileğim,
SabaHlar müjde verir, Hakka giden bu yolda.
Gönül bir an durulmaz, akar zaman sel gibi,
Dünü bugün aratmaz, eser acı yel gibi,
Hasret içimde solmaz, taze açan gül gibi,
Ömür dediğin nedir, sırlarla dolu sırdır.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!