Kırık Pusula..
Yosun tutmuş kuyuların dibinde aradım seni,
sessizliğin çığlık attığı o en karanlık demlerde.
Hiçbir ayrılık, iki kişiyle başlamazmış meğer,
senden kalan o derin boşluğu kucakladım sadece, çaresizce.
Kırık Terazi..
Gökte yıldızlar küskün, ay ışığı soluk,
Suskun dudaklarda donmuş eski bir soluk.
Yüreklerde kor bir acı, her bakış donuk,
Bir feryat yükselir, kimsesiz, boynu buruk.
Bir şehir var içimde,
suskunluğu pas tutmuş kaldırımlarında,
gölgeler birbirine çarpa çarpa büyüyor.
Her köşe başında
Ey insan bencillikte ileri gidiyorsan
Ağayım paşayım diyorsan
İşte budur sendeki noksan
Hak da olmak için kitap okuyalım.Okumak da kalmışız geri
Suçlu saymışız kaderi
İşte budur insanımın kederi
Akçay’da bir sancı, denizde bir yüz.
Zeytin yaprağının gümüşü vurur suya
kazdağları’ndan inen o bildik rüzgâr
alnımda biriken ter tanelerini değil
kalbimdeki görünmez yarayı kurutur.
Gönül bu,
Akçay'da denizin dövdüğü bir taş,
ne durgun ne dingin.
Her dalga bir anı bırakır gider,
tuzlu, ıslak.
Yüreğim bir dergâhtır, derdi zikir eyleyen;
Gözlerimden süzülür, hicranın kara seli.
Gönlüm sensiz perişan, her demde "ah!" eyleyen,
Kaderime yazılmış, bu sevdanın çileli.
Hasretin bir urganmış, boğazımda gizlice,
Tanrıların yurdudur, yüce Kaz Dağları’nız,
Gök mavisi sulara, uzanır yamaçları.
Zeytin denizindedir, yeşil saltanatınız,
Taç yapar her bir dala, zeytinin ağaçları.
Oksijen çadırıdır, solukların en hası,
Akçay'ın kordonunda,
İlham var her tonunda.
Bir mani de ben yazdım,
Dostluğun şanında.
Felek pusu kursa, yollarım donsa
Zemheri ayazı, tenimi yaksa
Umut dallarımı, rüzgârlar kırsa
İçimdeki sevda, sönmeden durur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!