1976 yılında Erdemli'de doğdum.Ailem, Erdemli'de çok tanınan bir Yörük sülalesindendir. Yedi çocuklu bir ailenin, dördüncü çocuğuyum. İsmimin menşei, dedeme dayanır.
Dedem Halil Çavuş, medrese eğitimi almış, Arapça ve Farsça bilen, aruz vezniyle şiirler yazan entellektüel birikimi olan biriydi. 1928 yılında harf inkılabı yapılıp, Osmanlı hattı yasaklanınca, o tarihte Gölcük'te bahriye çavuşu olarak askerlik yapan dedemin bu birikimi eriyip gitmiştir. Ömrü hayvancılık ve çiftçilik yaparak geçmiştir. İstidadımın üzerinde dedemin tesiri büy ...
Karanlık gecenin, sırdaşı gibi,
Sevdayla hasretin savaşı gibi,
Yedi harf, üç hece, 'gözyaşı' gibi,
Ayrılık, ayrılık, yine ayrılık!
Yörük muhabbetinde, kelama bal katılır;
Arada bir “Celil’in Oğlağı” anlatılır!
Bundan asırlar önce yaşanmıştır bu olay;
Yaşayan bilir ancak, dinlemesi çok kolay!
Erdemli ağzında, lafa “gasavan”
İflas edenlere “batık” deriz biz.
Ekmeksize “çıkla”, yağsıza “yavan”
Tulum peynirine “katık” deriz biz.
Kurumuş otların adına “malaz”
Seferberlik yılları, iptida harb-i cihân,
Yedi düvel kapıda, işte büyük imtihan!
İngiliz, Ermeni, Rus, belki bir milyon cellat,
Dayandı hudutlara, oldu yurda musallat!
Müftü geldi Yağda’ya, dedi: “Gidiyor vatan,
Hisli bulutlar gibi,
Hislenir ruhum bazen,
Gökler benimdir derim.
Lale, sümbül, gül kokan,
Bahar rüzgarlarına
Bebeklerin beşiğisin,
Soframızın kaşığısın,
Kapımızın eşiğisin;
Seviyoruz ağaç seni...
Bahçemize neşe verdin;
Gelenekten kopmadan nasıl çağdaş olunur?
Bu soruya elbette, makûl cevap bulunur!
Çettepesi’nde mukim, cüsseli iki adam,
Ne kaygıları vardır, ne bir tasa, ne de gam!
Düşlerimde Kafdağı’ndan
Aşıyorum sen gideli
Katre olup yanağından
Düşüyorum sen gideli.
Hasretinle yana yana,
Bana örneksin,
Dünyada teksin,
Sen bir meleksin;
Sevgili annem..
Yavrun ağlarsa,
Deli gönlüm, coşkun sele özendi;
Bu yıl Akdeniz’e akasım vardır.
Tatlı tatlı rüyalarım bezendi,
Başıma çiçekler takasım vardır!
Kekik, yavşan, çam kokusu karışır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!