Yakarken içimi sevda ateşi;
Serin bir meltemle savrulur külüm.
Bulunmaz benzeri, yoktur bir eşi;
Bağlanmak işkence, vazgeçmek ölüm!
Yakarken içimi sevda ateşi...
Seni çok arayacağım,
Yüreğim hasretten bıktığı zaman,
Yeşil yaprak hazan ile solunca.
Acılar ruhumu yaktığı zaman,
Bu mutlu günlerim kara olunca…
Sormuyorsun neden yaşlı gözlerim,
Bellidir ki bir ağlatan var beni.
Gündüzde, gecede onu özlerim;
Mecnuna benzetir insanlar beni.
Bir sevdası var ki, bedel bin derde.
Bir reklam filmi gördüm;
Diyor ki:'ANI YAŞA! '
Anı ruhsuzlar yaşar,
Biz hayvan mıyız; Haşa!
Şu bizim Erdemli’de her insan başka şanlı;
İsmi zihnimde mahfuz, bir tuhaf delikanlı;
Batısandal köyünde, on altılı yaşlarda;
Büyüklere özenip, sigaraya başlar da,
Bizim küçük birader,çiftçidir Erdemli’de;
Domates serası var, bu işte kıdemli de...
Allah versin; kazanır, iyidir hali vakti;
Birikim yapmasa da, cebinde olur nakdi…
Bizim küçük birader,
Erdemli’de çiftçidir..
Üç dönüm serasında;
Domates yetiştirir...
Allah versin; kazanır,
Kekik kokulu kayalar hatırımda;
Koparmaya kıyamadığım;
Koklamaya doyamadığım altınbaş çiçeklerim,
Gençliğe ilk adım attığım yılların,
Mistik yaylamsı duyguları,
Girizgâh 1: (Bana)
Bugünlerde “yaylam” diye maziye döner de Halil;
Beyhudedir ağlayışın, firkat varsa serde Halil;
Hatıralar hayatına olmamalı perde Halil;
Düşeceksin bu gidişle, dermansız bir derde Halil!
Sen keklik olsaydın, ben avcı,
Vursaydım seni.
Kıyamet kopar,
Yer yerinden oynardı.
Muhtemelen yakalayıp,
Çıkarırlardı hâkimin karşısına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!