Bugünlerde içimde bir tuhaflık duyarım,
İki üç aydan beri düzen tutmaz ayarım!
İş yoğun, mevsim hazan, huzurum biraz noksan,
Tansiyon on sekizde, sıhhatim yerle yeksan!
Hasta oldum hasretinden bilesin;
Her an kulağımda, çınlıyor sesin.
Gurbet ayırsa da yollarımızı;
Uzakta olsan da yüreğimdesin!
Duy beni, dinle;
Yedi iklim, onlarca vilayet dolaştım da,
Kalbimdeki umut,
İçimdeki gurbetle,
Yöneldim sana…
Ömür mü yeter seni yaşamaya,
Kalp mi yeter sevmeye Gül damlası.
Yıllar önce giren sevgin,
Büyüdü artık çıkmaz kalbimden,
gurbetin ıssız köşelerindeyim,
Sana sesimi duyuramıyorum Gül Damlası.
Depreşti gönül yaram,
Ağrıyor sızım sızım.
Sen gideli Gül Damlası;
Kalbimden rahatsızım!
İlk seni soracağım,
Adımımı atmadan toprağına o diyarın.
Henüz omzumdayken bavulum,
O yol yorgunluğunda tesellim olacaksın
Vardığımda o şehre ilk seni soracağım.
Görünce boyunu fidan zannettim,
Bitmeyen dertlerim bitti inan ki.
Sevinç denizinin içinde yittim,
Gam, keder, ne varsa gitti inan ki.
Şehla gözlerini görünce bir an,
Kalabalık bir pazar yerinin köşesinde;
Üç beş kafes içinde, keklikler duruyordu.
Sıcak temmuz gününün, yakıcı güneşinde;
Belli ki, yaşlı adam, bunları satıyordu.
İnsanlar gelip geçer; bakarlar tutsaklara;
Hazan desen, hüzün gelir aklıma.
Sevgi desen sözün gelir sevgilim.
Güneş desen yüzün gelir aklıma;
Bela desen, nazın gelir sevgilim.
Bahar desen, gül bülbüle eş olur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!