Duy beni, dinle;
Yedi iklim, onlarca vilayet dolaştım da,
Kalbimdeki umut,
İçimdeki gurbetle,
Yöneldim sana…
Ömür mü yeter seni yaşamaya,
Kalp mi yeter sevmeye Gül damlası.
Yıllar önce giren sevgin,
Büyüdü artık çıkmaz kalbimden,
gurbetin ıssız köşelerindeyim,
Sana sesimi duyuramıyorum Gül Damlası.
Depreşti gönül yaram,
Ağrıyor sızım sızım.
Sen gideli Gül Damlası;
Kalbimden rahatsızım!
Bugünlerde içimde bir tuhaflık duyarım,
İki üç aydan beri düzen tutmaz ayarım!
İş yoğun, mevsim hazan, huzurum biraz noksan,
Tansiyon on sekizde, sıhhatim yerle yeksan!
Sahilden çıkardık sabah namazı,
Sürü göç yolunda kervan olurdu.
Merkep, koyun, keçi, inek ve tazı;
Bir heyecan, bir heyecan olurdu!
Cümle mahlûkatta farklı bir neşe,
Gitti gelmedi bir gün,
Herkes onu arıyordu.
Ölesiye arıyordu bütün kasaba;
Kasaba dediysem, deniz kıyısındaydı.
Akdeniz’in kucağında.
O da, denize gitmiş olmalıydı.
Esenpınar beldesi, namı-diğer Güvere;
Muhabbetin yaylası, mizahta eşsiz yöre!
Göncü, Garip, Urfalı… Sıralasam uç uca,
Bu kuşağın tamamı “Çağdaş Nasrettin Hoca”!
Ne sellerin çoşkun çoşkun akışı,
Ne baharda sümbüllerin kokuşu,
Ne siyah,
Ne beyaz..
Ne de yalan dünyanın iki kuruşu.....
VEJETERYAN DEĞİLMİŞ :)
Ne bukalemunlar gördüm ben;
Ne çileler çektim...
Bilmem anlar mısın bugünlerde,
İçimde hasretten öte bir hasret var.
Gitmez hayali gözlerimden,
Yaş olur akar avuçlarıma;
Bırakmaz yakamı şu hatıralar.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!