Tükenmeyen çiledir Yörüklerin yaşamı,
Geçim derdi gölgeler, cenazeyi, bayramı!
Güneşten evvel kalkıp davarı güdeceksin,
Kuşlukta sulanacak, kuyuya gideceksin,
Öğleye doğru oğlak, meraya dağılacak,
Evvel zaman içinde,
Köyün birinde,
Bir tilki varmış,
Köylünün tavuğunu,
Yumurtasını yermiş bu tilki.
Aşkından öldüğüm yarim,
Bakar uzaktan uzaktan...
Viran olur yurdum yerim,
Yıkar uzaktan uzaktan.
Nazarı matemli gibi,
DEDEM DİNOZOR
Şöhretim boyumun yüz katı kadar....
Renkli kişiliğim,
Değişken karakterimle bilinirim ben...
Benim cennet gibi bir vatanım var,
Bir kıtadan bir kıtaya,
Yürekler boyunca uzar…
Derinleşir özledikçe,
Yücelir sevdikçe,
Düşündükçe gözlerim dolar..
Kara gitmez nazarımdan,
Medet yok ahu-zarımdan,
Huzurumu huzurumdan;
Kovar oldum, kovar oldum;
Hiçe döndü yoğum, varım,
Mazinin közünde kavrulurum ben;
Çileyle kaynamış aşa benzerim.
Gurbetten gurbete savrulurum ben;
Yolunu yitirmiş kuşa benzerim.
Poyraza yenilmiş yaprak misali;
DEDEMİN YÜZÜĞÜ
Kanadına takıldı şiir isimli kuşun,
Yetmiş yıllık anısı, dedem Halil Çavuş'un...
Yiğit adamdı dedem, Allah Rahmet eylesin,
Bu gerçek hatırayı bizzat kendi söylesin:
Ağlamak ve ben…
Sevincimde ayrı, üzüntüme müşterek.
Ardına bakmadan giden, sevgilinin peşinden,
Acı acı bakıp yaşlar dökerek,
Heyecanla çarpar kalbim yeniden
Sevda dedikleri bu olsa gerek.
Kambur boyu ile salınır gezer,
Yürür kaldırımda, taşı beğenmez..
Sahile inince don ile yüzer;
Girer lokantaya, aşı beğenmez!
Balkabağı yemez başı kel diye;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!