Bahar gelip bağlar çiçek açınca,
Uçar daldan dala, bülbül bu.
Neşe saçar etrafına aklınca,
Unutmuş gülmeyi, melül bu.
Hissiyle dağları söker yerinden.
Açsam billür kanadımı,
Ötelesem feryadımı;
Alıp cümle muradımı,
Uçsam gezine gezine...
Gurbet kuşu oldu gönlüm;
Benim cennet gibi bir vatanım var,
Bir kıtadan bir kıtaya,
Yürekler boyunca uzar…
Derinleşir özledikçe,
Yücelir sevdikçe,
Düşündükçe gözlerim dolar..
Kara gitmez nazarımdan,
Medet yok ahu-zarımdan,
Huzurumu huzurumdan;
Kovar oldum, kovar oldum;
Hiçe döndü yoğum, varım,
Çevirip tozlu sayfaları,
Baktım;
Bin iki yüz sene önceki maziye,
Şaşırdım;
Endülüs, ne kadar da benziyor Gazze'ye!
Mazinin közünde kavrulurum ben;
Çileyle kaynamış aşa benzerim.
Gurbetten gurbete savrulurum ben;
Yolunu yitirmiş kuşa benzerim.
Poyraza yenilmiş yaprak misali;
Destanla örülü bir tarihi var.
Meydanında cirit, sahnesinde bar...
Işgını muz, demli çayı kehribar,
Kıtlama şekeri bal Erzurum’un…
Narman’dan, İspir’den, Karayazı’dan
Çok uzaklardan görünürdü zirvesi,
Üzerinde dev anteni olan Ejder tepesi…
Duman çökmezdi Palandöken Dağına,
Berraktı, duruydu, yüksekti.
İç kalenin köşesinden yükselen
Ne günler yaşadık, beş yıldır senle;
Ne yollar eskittik, ne çile çektik;
Sevinçler, hüzünler, karlar, yağmurlar,
Dert ortağımdın, atımdın benim...
Cemalin nar çiçeği, kırmızı,
Çorum’da emlakçıya vererek peşin para;
Bahabey Caddesinde, yüz kırk iki numara;
Bu üç katlı müstakil, olmuştur senin evin;
Haydi durma göbek at, sevin Halil'im sevin!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!