Yoğrulmuşum faniliğin hiçinde,
“İsli, naylon bir çatmanın içinde,
Yetmiş beş yılında, Mart’ın üçünde;
Doğdun” derdi,bana Rahmetli annem!
“Bahar seli nazlı nazlı akarken,
"Bir daha" demiştin, "Arama beni!"
Baharımı kış eyledim, aradım!
Zindana hapsettim bendeki seni;
Bir kanatsız kuş eyledim aradım!
Kırk senede kırk dağ deldim, gelmedin,
İyi ve kötü günde, hayatın her anında,
Sağlık camiasının gülüdür hemşireler.
İyilik timsalidir, şefkat vardır kanında,
Allah’ın en hayırlı kuludur hemşireler.
Hayallerini süsler Ayşe’nin ve Fatma’nın;
Düşmüşüm gurbetin pençesine yar;
Şu talihsiz bahtım, gülmedi gitti,
Öksüz feryadımı artık kim duyar?
Hercai baharım gelmedi gitti!
Yastığa darıldım, uyku yok gözde,
GÜVERE’DE ÇOCUKLUĞUM
İlkokul yıllarıma döndüm de bu aralar,
Canlandı hayalimde silinmez hatıralar…
Güvere’de yaşandı en renkli senelerim;
Öğretmenim, ellerinden öperim;
Bizlere ahlakı, irfanı öğret.
Sensin anam babam, sensin rehberim,
Sevginin kaynağı Rahman’ı öğret.
Sen güldükçe Güneş güler, Ay güler,
-Otuz yıl önceydi, yalnız biz vardık! ..
Otuz yıl önceydi; otuz yıl önce!
Otuz yıl önceydi, çeşme başında,
Ben şair olmuştum, seni görünce...
Çocukça aşıktık, çocuk yaşında…
Yüreğimde sevda, ardımda dağsın
Ruhumda emeğin var Koca Adam!
Serin sulu yayla, meyveli bağsın,
Sevgini anlatmak zor Koca Adam!
Minik adımlarla elimden tuttun,
Senelerce koştuk davar peşinde
Her yaz üç ay oğlak güttük de noldu ?
Toz toprak içinde, yedi yaşında,
Bağcakla arkaçta yattık da noldu?
İkiyüz çebici üç yüz davarı,
İçime içime büyür acılar,
Efkârıma bir bahane ayrılık.
Yüreğimde diken izi sancılar
Tazelenir döne döne ayrılık!
Erdemli’nin her taşı, her sokağı,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!