Hicranım, aşkından hatıra kalan,
Hasret düğümünü çöz de öyle git! ..
Bayrak bayrak yüreğimde dalgalan,
Ruhuma bir hilal çiz de öyle git..
Duacıyım bitmesine firakın,
Seksen beş sene evvel, “Güvere’nin Göncü’sü”
İbretlik ve destansı sevdaların öncüsü!
“Göncü Hasan” genç iken, âşıkmış bir güzele;
Güzel de boş değilmiş, varın anlayın hele!
Esenpınar beldesi, eski adı Güvere;
Doyumsuz doğasına yakışmış dağla dere…
Yaklaşık kırk yıl evvel, Yalan Ömer adında;
Bir genç yaşarmış burda, zevkinde, muradında..
Kıssadan hisse almak, akil kulun gayesi;
Erdemli’de yaşanmış, bu sevda hikayesi;
Cerrah Aziz genç iken bir güzele tutulmuş;
Vurulmuş yüreğinden, deli divane olmuş…
Kalbimde sevgiye giden bir yoldun,
Ben gittim gurbete, sılada kaldın.
Ne selam, ne haber yollamaz oldun
Çok gördün bu masum sevdayı bana,
O yüzden dargınım sevgilim sana…
Bundan on sene evvel, macera yaşıyordum;
Kamyonumla yayladan kereste taşıyordum.
Yetmiş model Bedford’la dağları aşıyordum…
Yardımcı bulmak için haber saldım etrafa;
Muavinim olmuştu Kör Velinin Mustafa.
Kuzeyimde Karagüney, güneyimde Göktepe;
Geziyorum kırlarda, ıssız, yalnız, biçare;
Saat gecenin dokuzu,
Ay ışığı vuruyor ardıç ağaçlarına;
İçim karanlık, hüzün dolu...
ERDEMLİ’YE ÖZLEM
Zirvesinde volkan var karla kaplı dağımın,
Müsebbibi sensin yar, çatlayan dudağımın
Namına “Çer” derlerdi, asıl adı Mustafa;
Şöhreti anlatılır Erdemli’de çok defa
Veyselli’de muhtarmış, yetmişlerin başında;
Tanıdık bir genç gelmiş, yirmi otuz yaşında..
Yaz mevsimi insanlar, çalışırken harmanda;
Meşhur Cerrah Hüseyin, bağırmış yüksek sesle;
“Yaklaşık kırk metrelik yılan gördüm ormanda! ”
“Yalan! ” demiş birisi, “iştigaldir abesle! ”
“Çünkü bizim burada, bulunmaz böyle yılan;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!