Millet nasıl gülerdi, dünyada sen olmasan?
Kızkalesi eşrafı, muhterem Solak Hasan!
O zamanlar beldede dört katlı ev yok idi;
Solak Hasan amca’da, varlık biraz çok idi;
Sofraya kaşık oldum
Bebeğe beşik oldum,
Kapıya eşik oldum,
Süsledim vatanımı
Çabuk geçti seneler,
Rahmetli İbrahim Şevk, çok severdim bu zatı,
Erdemlinin bilinen en güçlü avukatı!
Kazanması zahmetli davaları almıştı,
“Avukat Böcü” diye, yörede ün salmıştı!
İfadesi kuvvetli, gözdesiydi herkesin,
(Çer Hikayesi 2)
Çer Emmi’yle komşuyduk, ta doksanlı seneler,
Hakkında anlatacak neler bilirim neler…
Çok neşeli adamdı,dinlenirdi sohbeti,
Erdemli’den yukarı, Toroslara çıkınca,
Altınbaş çiçekleri, kekik, yavşan kokunca,
Yüreğimi yaylamsı bir his istila eder.
Yaklaşamaz dünyama, sıkıntı, hüzün, keder…
Dile gelir konuşur oğlak güttüğüm kırlar,
İlkbahar geldiğinde yalnız bırakın beni,
Hayalimde çağlayan ırmaklarda yüzeyim.
Akayım, durulayım. coşayım, yorulayım;
Küçük dünyamda, küçük oyuncaklarımla oyalanayım....
Gül olayım, lale olayım, menekşe olayım;
Nevbaharın nefesiyle dolayım!
Hülya değil, Mevla diyor lisanım,
Benim sevdam kara değil, gül sevda.
Sevinçliyken hüzünlüdür bir yanım,
Benim sevdam kara değil, gül sevda.
Aşkla aştım, geçit vermez dağları,
Bir anlık rüzgârdı geldi ve geçti;
Bu kısa ve anî visal.
Gemiler gibi karşılaşmıştık,
Yine ayrılığa gemiler misal.
Akşama kadar sürer,
Başlar sabah yediden;
O kovalar, biz tutarız,
Farkımız ne Kediden?
Ahu-zarım bir güzelin derdinden,
Ağladıkça gözlerimden kan gelir.
Şiirler söylerim her gün ardından,
O güldükçe yüreğime can gelir.
Yakardı sevdası beni, baktıkça,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!