Yakarken içimi sevda ateşi;
Serin bir meltemle savrulur külüm.
Bulunmaz benzeri, yoktur bir eşi;
Bağlanmak işkence, vazgeçmek ölüm!
Yakarken içimi sevda ateşi...
Bu yürekten duygu çıkmaz diyordum,
Komşuya gittim, bir onluk aldım.
Yaralı kalbimden ah neler çıktı,
Ümitler, sevgiler, hasretler kaldı..
Bu köyden adam çıkmaz diyordum,
Bir bayram sabahında çocuksu bir heyecan,
Ben garibi gurbete âmade kıldı bugün.
Şaşırdı deli gönül; nerde canan, nerde can?
Pembe hayallerime kurşun sıkıldı bugün!
Cüceye dönüşünce anılarda kalan dev,
Dokuz yüz altmış dokuz, yirmisinde temmuzun;
Ekrana kilitlendi insanlık uzun uzun!
İnsanlı araçlarla aya ilk kez varıldı;
Amerikan gençleri, birbirine sarıldı!
Mavi kuş dala konmuş,
Cıvıl cıvıl ötüyormuş..
Kurnaz tilki Mavi Kuş'u,
Gizli gizli dinliyormuş...
Tilki tırmanmış dala,
Sen muhallebiyle beslenirken;
Ben alıç toplardım yaylalarda.
Ortopedik yatağına uzanırken sen,
Ben kütüğe yaslanır da kaval çalardım...
Sen binerken Mercedes'e,
Biraz düşünceliydim gelirken bugün işten;
Neler vardı zihnimde, geleceğe geçmişten;
İbretlik hatıralar, altın kadar kıymetli,
Dedemden dinlemiştim, şöyle derdi rahmetli:
Bir sevinç vardı içimizde;
Yaşama sevinci vardı,
Kavuşma sevinci vardı.
Anlaşılırdı tebessümden, edadan
Çoktandır ortalıkta görünmez oldu
Herhalde el çekti bu dünyadan…
SAKLANDIĞIM ÇALILIKLAR
Ben Bukalemun...
Sıcak iklimlerin sürüngeniyim
Bakmayın renk değiştirdiğime;
Akdeniz kadar hırçın;
Günlük güneşlik bir gün, Alaca Meydanı’nda;
Bir banka oturmuştum, Eski Cami yanında.
Bastonlu biri geldi; belli, yaşlılık çağı;
Sağ yanıma oturdu, aksıyordu ayağı…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!