Düşün ki baban yanında
Çınar ötesi bir omuz
Değmez hiç bir yanına
Ne gam ne keder
Oysa kiminde tadımlık bir an
Kiminde bitmez sanılan bir heyecan
Önce yüzünde yeşerirdi dağlar
Sonra ömrüme eserdi serince rüzgârla
Gözlerinde derin dalgayla, denizler büyürdü
Mavi yürekli martılar konardı göğsünden, göğsüme
Yelkenler açılırdı enginliklere, yüzünden gözlerime
Baharlar sende meyvelenirdi ilk önce
Ruhumun uğultusuna cümleler lal
Avaz ki avaz yüreğim
Öyle sisli perdeki bazı duygular
Bir tek ışığım gözlerin
Maviden sızar ara sıra
Billur dan bir huzur konar gözbebeğime
Hayatın akışı hep böyledir durmak nedir bilmez
Doğuştan göç hüznü yüklemiş omuzumuza
Bilmeden son durağa yürüyoruz düşe kalka
Zamanla anlıyoruz elbet yolun yordamını
Zamanla atılan teyellerin iplik acısını
İçimizdeki mevsimler bilmeden üşüşür üstümüze
Beyaz bir sayfadır ARALIK
Adına aldanıp soğutmak yok duyguları
Bir sıcacık tarçın kokulu çayla
Deminde, tadında dost sohbetlerine
Düşleri katık edip sarılmalı yaşama
Unutmamalı ki
Ara sıra uğrarım şehrine
O uzun dalgınlıklarımda
Yolculuğum sanadır...
Vakitsiz anlarda geldiysem affet...!
Gözlerime hükmüm geçmez
Alır başını gider böyle,
Memleketimi düşünüyorum
Yüz yıl ötelerden seslenirken ecdadım
Dağ dağ insanlar geçiyor gözlerimden:
Kimi can derdinde, kimi mal mülk
Acılar geçiyor hislerimden ağıtlar içinde
Ninemin sandığında hüzünler çözülmüş kilitlerinden
Arka bahçelerde unuttuk
Masumiyeti
Maviden duyguları
Bilyelere hapsettik
Şu griliklerde kayboldu uçurtmalar
Oysa sol cepte saklıydı
Bir sığınma talebiyle sarılırken şarkılara
Öksüz sokaklarda yankı bulur avazımız
Lacivert akşamların çoğul yalnızlığında okunurken künyemiz
Adı sanı bilinmeyen acılara tuz basarak
Suskunluğun orta yerinde
Bir kemanın telinden damlayan nihavent şarkıya akar gözyaşımız
Bunca zorlu çark içinde, herkes kendine bilenir.
Ve ölümüne direnir çoğul yalnızlıklar.
Sahi var mı sende biraz direnmek?
Biraz paylaşmak,
Biraz yaşamak.
Azıcık da tokluk bahşeden sofra.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!