Bazen dağ gibi dalgalar
Olmadık fırtınalar yıkmaz da insanı
Vefayı tatmayan bir dilden akan
Tek bir acı söz yakar gemiyi
İşte orada batar içimdeki insan ...
Ağaçlar çiçeğe duruyorsa
Dağlar kuşandığı bembeyaz giysiyi indiriyorsa nehirlere
Bulutlar tüm kederli hallerinden sıyrılıp
Dal uçlarında yaprakları yıkıyorsa
Ve toprak ana tüm görkemiyle kucak açmışsa yenilenmeye
Kuşlar gökyüzüne kanat açıp süzülürken
Bir yer var biliyorum
Adı asırlardır dağlara
Berrak derelerin göğsüne uzanmış
Binbir çiçekli çayır çimende yazılı
Güneşe sırtını dayamış nazlı ovalar
Dört mevsiminde binbir masal
Ah kadim Anadolu insanım!
Ezelden beridir ipe un sermeden
Tadında yaşayıp uğurladın her dem mevsimleri elemeden.
Eleğin ve emeğin çorak zikirlerin fikrinde asılı kalmışken;
Toprağa yüz süren vefanla
Buğday sarısı bereket akan elinle
Ve anılar
Siyah beyaz gülüşlerle
Yedi renk gökkuşağı açar belleğimde
Geçen her mevsim
Özlemin iklimi olur
Gözümde nemlerle
Varolma savaşımda,
Kaybettiklerimin yerine yaşam bilincimle
Sevginin muhteşem gücünü omuzlayarak yol aldım.
Her anın bir armağan olması heyecanıyla
Yarına bir süpriz gözüyle baktım.
Bugünler dünlerin mirasçısı benim için.
Göğe ay düşer
Fikrime gözlerin
Denize yakamozlar serilir
Göğsüme hasret
Güle düşerken tomurcuk taneler
Kirpiklerimden süzülür nemler
Ömrümüzün en bakir manzarasıdır çocukluğumuz.
Yaşadığın sürece yol alırsın, yaş alırsın, insanlar değişir, hatıralar katlanır büyür, gördüğün bütün resimler değişir de;
bir tek körpe duyguların taptaze durur belleğinde.
O masum anılar usta bir ressamın fırçasından çıkan tual gibi gözbebeğinde rengarenk döner durur asla silinmez.
O silinmek bilmeyen capcanlı manzarada ailenle, sevdiklerinle birlikte geçirdiğin ilk bayram sabahlarının sımsıcak duygusu vardır.
Seneler sonra yudumladığın çayla, içinden uğurlamaya kıyamadığın ne varsa yeniden gözünde canlanır.
Bazı Yerler vardır
Ansızın çeker kendine
Zaman ötesi yolculuğa çıkarsın!!
Bir fotoğrafla mesela:
derin duygularla
Yaşadığın AN ı bırakıp
Hangi ağrılı yerde ve zamanda sarıldık kundaklara ki
Dinmez bir sancıya kement olur düşlerimiz
Batık gemilerden kalan aşklar gibi
Sararmış mektuplarda okunur künyemiz
Bir de makamını unutmuş evraklarda yazılır soyu yılgın adımız
Ah zaman nasıl bir bedel ödetiyorsun sütü damağımızda kalan körpe yanlarımıza




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!