Odalar haindir,
öldüren.
Odalar basınçtır,
gözlere vuran.
Odalar güçlüdür,
zincire vuran.
Yoksunluğun hükmünden doğdun madem,
yıkar geçersin, bir şimdinin eziyetiyle elzem.
Bırak gitsin bütün geçmişi, ökseye tutulmuş
bir garip kuş isen, vur kendini yollara, dağların
ardında çıkmaz patikalara istersen, bu yolculuk
hep başka olurdu umduğundan. Yaşamın giziyle
Dikelip seyrettiğim zaman, nerden
geliyorsun hiçbir şey anlamam,
başımda bir kuş tufanı, cok fazla
ses, duyulmayan. Uçurumdan,
bakan, neye yaslansam.
Çekerler bıçaklarını
parıltıyı görürürüm aldırmam.
Beklerim vursunlar.
Benim de gelir günüm, saatim.
Issız yollara çekilirim,
hüznüm tamam.
Apaçıklığında kırılır saf neşe,
kalır ölgün birikintisi sızıntının,
dönüşür gri tonlara, kapatır
kapısını gövde kımıl kımıl
emen dalgayı. Şaşırmış;
ilk kez duyar gibi, uğul uğul
Muhtemel bir gizli yasanın çocukları, sesler, müzikler, ve anlamın yitiş mesafesi, toplanan havanın tükenmesi, iklimler kayarken geri dönen busesi, yerleşikde takılmış, sürükleyen halesi, zincirlenen damıtılmışın bir armağan rüyası, koparır dudaklarından eriyen görkemi, koklanmamış bir çiçek gibi, gerçeğin yanında yürüyerek omuzlanmış, dışarıda üreyen yangının özeti, tarifin çöken kimsesi, inip derinliklere parlayan gelecekte, bir günün hikayesi, duvarlar yıkıldıkça söylenen bir yeni şarkının duyulmayan sözleri, budur eğlencesi.
Haz uçurumlarında
enerji birikir;
sıçrar benliğimiz,
bir yanda tükenir.
İşte bu gel-git akıntısında,
Teslim olduğun ayrıksı zaman, görür,
nefessiz kalmışsan, bir öğüt gibi üstünde,
salınan, gerçeğin olmaz hiçbir zaman.
O gelir, anlamadan, olay, senden bağımsız
ve seninle her zaman.
Tedirgin, ürkek, yadırgamış,
elimde alevsiz bir meşale,
kılavuzsuz ilerliyorum,
karanlık gecede.
Her yanım ürperiyor,
korkuya direniyorum.
Bir ölü soğumakta, perde perde, artık nefes
almıyor, geceden de ilerde.
Herkes cesedini taşıyabilse, ortada kalmazdı
başaklar, rüzgarlar koparamaz, beslerdi,
topraklar. Gün yeniden doğar, yol uzar,
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...