yarın olmamıştı daha, yaşadığım dün geceydi
yağmur bulutları henüz ıslatmadan ellerimi
odamın duvarına astım, tüm güzelliğinle seni.
küçük küçük karelere böldüm resmini önce
sonra her kareyi yüz misli büyüttüm özenle
kötü şarap yüklü bir adam,
iskele sokağında ve kaldırım suratlı.
karanlık binaların cephelerinden
doyurur her gece aç karnını.
sarhoşluğu taka poyrazına benzer
ucuza dağıtır saçlarını
beni bu sularda arama, çoktan vurdum sahile
şimdi ince elekten geçmiş bir kum tanesiyim.
gözlerimde en ince bellisinden, bin deniz kızı
vazgeçmişim her şeyden, onların peşindeyim.
ne güneşin batışı umurumda ne de bulutun kızılı
ikimizin arasında kalmalı tüm yaşadıklarımız
kimseler bilmemeli gece gündüz seviştiğimizi
yer sofralarında yemek değil açlığımızı yediğimizi.
en erken açılan pencereden çiçeklere su verdiğimizi
ikimizin arasında kalmalı tüm yaşadıklarımız
kimseler bilmemeli, bizim en çok ne sevdiğimizi
leylekler ölmüş, mevsimler bitmiş.
güneşi kanatlarına almış yağmur kuşları.
beraber saklanmışlar gecenin koynuna.
sen neredesin?
bu benim ilk perişan oluşum.,
öyle uzaklaşmalar olur ki bazen
dilim dönmez, şimdi anlatamam.
buhar olur, uçar gider
aramızdaki aşk denizi.
önce gözler izlemekten yorulur,
sormazlar bile nereye gittiğimizi.
ANTOLOJİNİN BÜTÜN ANNELERİNE:
Yarın sabah erkenden, belki çoğunuz uykunun ve sabah düşlerinizin vazgeçmesi zor mahmurluğunda iken yada pazar sabahı çayınız ocakta yeni dem tutuyorken..
Kapınızı çalacağım erkenden...
Elimde en taze kırlardan toplanmış bir demet çiçek olacak...
şiddetin ölçüsü, ayarı bozuk
kantar üstünde.
dört koldan sarılmış, bir yürek sıkıntısı.
sallandığı salıncaktan düşer bir çocuk
dizine saplanır, bin çakıl taşı.
ışığı yakalanmamış yıldızlardan gelir
uzun bir geceydim, karanlıklarım kan kokulu
süzülüp geliyordum.
karanlıklar içinden ışıklara doğru.
çığlıklar duyuyordum,
yaşamın her soluğunu benimle paylaşacak onlardı.
ben sadece ağlıyordum.
Tutukevimdeki tüm tutuklular!
Hanginiz bulaştırdı gümüş tozunu,
Deniz kızlarının yüzgeçlerine.
Şimdi doğmayacak yakamozlarında
Hırçın dalgaların




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...