işte tam burada olmalıydın şimdi.
bu tahta sıranın üstünde,
iki sarı yaprağın olduğu yerde
sen olmalıydın.
ben ardından yavaşça dolaşıp
ellerimle gözlerini kapamalıydım.
ne zaman ;
yeni ve derin bir çizgi
eklerse yüzüme
ressamın elleri,
bir isyan ateşinin dumanı
kaplar o çizginin üzerini.
kesilmiş ayaklarım bileklerimden,
yürüyemiyorum, adımım yok, adımsızım.
tüketmişim en yürekli sevdalarımı,
sevişemiyorum, kadınım yok, kadınsızım.
öfkem çığlık olup nöbet tutuyor kapılarımda.
bende bilmiyorum küçük kız,
nasıl kazanılır ekmek parası.
unutmuşluğuma say, üsteleme.
benden öğreneceğin tek şey
yarınlarında yaşayacağın
ağır kanamalı, yürek yarası.
bir deniz türküsü sanma sakın.
sancaktan gelip de saçlarını
açlığın nefesi gibi okşarken,
bırakıp da giden., darmadağın.
albatros kanatlarından üstüne düşen gölge,
her yerimden
en derin
hançer gibi içime işledin
her telimden
en turna
o hiçbir umudun açtığı çiçeği düşlemeden geldi.
ve hiçbir umudunun yükü altında yaşayamadan
çekip, gitti.
geldiği gün; kitaplar esas duruşlarda bekliyordu
yargıçların, savcıların karşısında,
gideceğin hiçbir yolda arama istersen
uzun ağaçların yangın tüten gölgelerini.
küller çoktan örtmüştür bile üzerlerini.
ve çoraklığına üzülüp boş yere ağlama
belki daldığın sularda bulursun ancak
gözyaşlarında boğulmuş göz bebeklerini.
kim bu gecenin en olmayacak saatinde,
ince bir çizgi gibi uykumu ortasından bölen.
eski tarihlerden bir mektup desem gelen,
faillerini çoktan kaldırdım tozlanmış raflara,
efkarımın küllerine koşmaz artık pervaneler.
yağmalanmamış yer küre parçası bulalım.
satranç tahtamızı ortasına koyalım.
beyazlar bizim olsun
siyahları kimselere vermeyelim,
onları da beyaza boyayalım.




-
Nur Tuna
-
Ertuğrul Söyünmez
-
Gülin Su
Tüm YorumlarNe kadar ben...ne kadar yürek...ne kadar yaşam dolu şiirlerinz...yüreğinize kaleminize hayran oldum şiir dostu...yaşanmışlığın her köşesinde duygularınız aksın bir ömür...selam ve saygımla
sen çok seviyorum Cevat çeştepe
şirlerinide
özledim seni geleceğim elini öpmeye
iyiki varsın hocam
...sevdiklerimizden ve okuduğumuz kitaplardan değildi uğradığımız ihanetler...duvarlarımızdaki yaralar sevgisi tutsak olanların ve düşüncesi korkakların ihanetlerinin izdüşümüydü...
....yaşam çizgisinin iki ucu arasında bir merdiven çıkar ya da ineriz...doğuma veya ölüme doğru..etrafımıza ördü ...