Öğret bana,
Ateşe dokunup yanmamayı.
Öğret bana,
Hayale kapılıp kanmamayı.
Öğret işte,
Sevip sevip aldanmamayı.
Belki olurdu.
Belki deneseydik,
Kalplerimiz birbirini bulurdu.
Biraz senden, biraz benden,
Orta bir yerde buluşurduk.
O kadarına bile cesaret etmedin.
Bilirim ben bu yolun sonunu...
Gözümün neleri göreceğini,
Gönlümün ne ateşlere düşeceğini,
Kimlerin önümü keseceğini,
Kimlerin geri döneceğini,
Bilirim ben bu yolda,
Neden kapanmaz açılan yara,
Neden başıma gelen aklıma gelmez.
Hep hayal kırıklığı,hep pişmanlık.
Neden bu döngü hiç değişmez.
***
Ne yapsam yaranamam,
İnsan her zaman isteye isteye gitmez.
Bazen de ardından gelen var mı,
Onu bilmek ister.
Her gidiş bir ayrılık ile bitmez.
Bazen de uzaklaştıkça yakınlaşılır,
Onu görmek ister.
İnsan varlığın kıymetini yoklukta anlarmış.
Allah var;
Ben senin kıymetini,
Varlığında daha çok biliyordum.
Şimdi yaşlandım galiba,
Seni soruyorlar,
Bırak son kez bakayım,
Cennetin penceresinden.
Bari son bir nefes alayım.
Miski amberinden.
Dokunma bırak yanayım,
Alev almış gözlerinden.
Çok değil,
Birazcık cesaretim olaydı.
O zaman her şey,
Eminim daha kolaydı.
Hepsine gerek yok,
Bende azıcık yürek kalaydı.
Sen beni dilemesen, ben nasıl gelirim?
Sen beklemezsen, ben nasıl yetişirim?
Sen söylemezsen, ben nereden bilirim?
Ve sen tutmazsan elimi, ben nasıl gülerim?
***
Görüyorsun ya sevgili,
Ben böyle miydim bir zamanlar,
Bitip tükenmiş halimden,
Sen değilse başka kim anlar.
Görmez misin gözlerimden,
Yaş diye kan damlar.
Sebebim sendin,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim