Günahıma girme...
Ete batıyor diye;
Tırnağını söküp atamıyor insan.
Acı veriyor diye,
Aşkından vazgeçer mi?
Boş yere vebalimi alma...
Ne sen anladın halimden,
Ne ben silebildim seni kalbimden,
Kaç defa nasip değilmiş dedim,
Ama hep nasibim ol diye kapına geldim.
Anlamıyorsun...
Bu bendeki,
Canın bedenden gitmesi,
Ya da,
Ruhun teni terk etmesi değil.
Canın can çekişmesi.
Anlamıyorsun sevgili,
Senden dileğim benim olman değil,
Bende kendini bulmandır.
Benim ile yaşaman değil,
Benim ile yaşlanmandır...
***
Nefes alamıyorum.
Bunu nasıl görmüyorsun anlamıyorum.
Kokun olmadan buralarda kalamıyorum.
Hala neyi soruyorsun anlamıyorum.
Perde mi indi yoksa gözüne.
Muhtacım işte bir çift sözüne.
Ne yük olmak için birinin sırtına binmek gerekir,
Ne yükünü almak için birini sırtında taşımak.
Çünkü bazen;
Omuzuna bindiğin bile sana yük olurken,
Omuzlarında taşıdığın senin yükünü alır.
Hayat gibi işte;
Kendinden dahi çok seversin, üzerine titrersin,
Hayatı hep O’nun gözüyle görür, gayrısına kör olursun,
Kulağın başka ses duymaz olur, ellerin başka ten bilmez,
Ama asla kıymetin bilinmez,sana değer verilmez,
Ve sen anlarsın ki değmez.
***
Ben bu aşkın uğruna,
Yüreğimdeki alev ile dost,
İçtiğim su ile düşman olmuşum.
Kalbimin yangınını söndürmesin diye,
Yağmurlardan dahi kaçar olmuşum.
Ben aşkı yaşamakla kalmamış,
Artık çok değiştim...
Korkularım var mesela olur olmaz şeylerden...
Yoğurdu bile üfler oldum nedenini bilmeden.
Saçlarımı uzattım,
Sakal, bıyık bıraktım.
Ve yürürken sürekli ardıma baktım.
Artık hürsün…
Zindandan kurtulan kişiler gibi,
Kafesinden ayrılan kuşlar gibi,
Deryasına ulaşan balıklar gibi hürsün.
Gayrı dilediğin yere gitmekte,
İstediğin şeyi yapmakta özgürsün.
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim