Vazgeçtik...
Önce kendimizden,
Sonra sevgimizden.
Önce gözlerimizden,
Sonra gönüllerimizden.
Akıntıya kürek çekememek gibi.
Vazgeçtim senin adını anmaktan.
Tırnaklarım ile kuyu kazmaktan.
Vazgeçtim seni de sever sanmaktan
Her gün bıkmadan sana şiir yazmaktan...
Vazgeçtim bize dair hayallerden.
Vefa nedir bilir misin?
Şimdi ne bu diyeceksin.
Doğru ya akıl mı kaldı bende,
Sen vefayı nereden bileceksin...
Tıpkı gelişin gibi oldu gidişinde,
Apansız, savunmasız, sorgusuz ve de sualsiz…
Bir anda gökyüzümü kapladın,
Yağmur oldun yüreğimi suladın,
Beklenmedik bir anda geldin,
Kavuşmak ne vaktedir yar.
Bak, sabır taşım kırıldı,
Gönlüm dört bir yana dağıldı.
Görürüm her yerde sen varsın,
Lakin nereye gitsem varılmazsın.
Her ne etsem ulaşılmazsın...
Yokluğumda hiç düşündün mü sevgili,
Ya gün gelip te beni seversen,
Ya da bir gün eksikliğimi hissedersen,
Ya özlersen, dayanamıyorum gel dersen.
Bunlar neyse de sevgili,
Ya o gün gelince artık sana gelmezsem,
Yağmur yağıyor...
Sana gel demeyeceğim ama,
Her nerede isen dışarı çık,
Çünkü sensizken yağmur ıslatmıyor,
Yokluğunda o bile bana değmiyor.
Üzerime düşmüyor.
Sonunda sen de özledin ya,
Sonunda gel dedin ya,
Beklediğini söyledin ya...
Gayrı ben buralarda nasıl durayım.
Senden uzak nasıl kalayım.
Cennetinin kapısı aralanmışken,
Sen silemediğine kızıyorsun ama,
Ya silgi silmeye kıyamıyorsa.
Sen istemediğini söylüyorsun ama,
Ya kader yeniden yazılmıyorsa.
Bilirim uzaklaşmak istiyorsun ama,
Düşünsene ya yollar ayrılmıyorsa.
Ben çekilirim,
Yerimi onlarcası doldurur doldurmasına ama.
Ya dilin başka, kalbin başka söylüyorsa...
Ya boşluğum dolmaz da,
Onlarcası bir ben etmezse.
Ya da gelen gideni aratıp,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim