Nereden bilirdim ki,
Bu aşkın sonunun ayrılık olacağını.
Nasıl inanırdım ki,
Gün gelip seni ellerin alacağını,
Yar diye saracağını,
Sensiz kalacağımı...
Rüzgara kapılsam kırılıyor,
Dağlara dayansam yıkılıyorum.
Derya olsam kuruyor,
Çınar olsam savruluyorum.
Sormayın bana neden diye,
Onu bende bilmiyorum.
Gökyüzü ağlıyordu sen görmedin.
Şimşekler çakıyordu duymadın.
Depremler oluyor,
Kıyametim kopuyordu hissetmedin.
Gözlerin kapalıydı sanki kulağın sağır,
Kopuyordun işte benden ağır ağır...
Sokaklar boş, parke kaplı yollarda yürüyorum,
Sarı sokak lambaları geceye meydan okuyor,
Seni aramak değil de bulamayacak olmak beni yoruyor,
Zira öldüğünü bilerek attığım her adım,
Benden hesap soruyor.
Bilirim;
Yaramı sarmaya yoktur ilacın,
Ama bir tatlı söz,
Bir selam olsun yollayamaz mısın?
Haklısın geri dönmen,
Uzaklardan gelmen imkânsız lakin
Gönlümde yılların birikmiş yorgunluğu var,
Dört bir yanıma örülmüş, hüzünden duvar,
Seslenirim ama bilinmez ki beni kim duyar.
Gel de bitsin bu hasret sevgili,
Gayrı elimden ya sen, ya ecel tutar.
Tek bir dokunuşun bana hayat verecek,
Dedim; sen nasıl sevgilisin, seven sevene zulmeder mi?
Dedi; zahmetsiz diktiğin fidan, sana meyve verir mi?
Dedim; zulmün başım üstüne ama gün gelip de biter mi?
Dedi; sen kaderini yaşıyorsun, Allah’tan başkası kaderi bilir mi?
Ey hanesini benden esirgeyen sevgili,
Kapını değil, kalbini çalmaya geldim.
Aşkını, sevgisini gizleyen sevgili,
Seni almaya değil, senin olmaya geldim.
Ekmeğine ortak değil, katık olmaya geldim.
Gönül başka ne yapsın...
Üzülüyor işte sadece.
Yaptıkları için.
Yapmadıkları için.
Söyledikleri için.
Sustukları için.
Bir zamanlar severdim kendimi,
Değer verir, önemserdim bile.
Ne zaman ki sen kalbime girdin,
Ben o anda sevdiğim beni kaybettim.
Bir başka oldum, huyum değişti,
İçimde hiç olmayacak arzular gelişti.




-
Alpay Ekmekci
Tüm Yorumlarduygularımızı tercüme etmişsiniz şairim