Şiir sever misin diye sordu,
Sevmek ne kelime bayılırım dedim.
Lirik, epik hangisi dedi,
Adını söyledim bilemedi, Gözlerini anlattım çıkaramadı,
Gülüşünden bahsettim anlamadı,
Ben onu tarif ettim, o şiir sandı.
Seni sevmekten hiç vazgeçmedim,
Sadece sabrımı deniyorum.
Aşkınla kendimi imtihan ettim.
Şimdi sınavdan geçiyorum.
Siz şimdi bendeki bu hasreti,
Cidden ayrılıktan mı sandınız.
Oysa yol dediğiniz neydi ki,
O yolları aşamayacağıma,
Sevgiliye ulaşamayacağıma inandınız.
***
Bu gece, bu şehre son vedam, son elvedam.
Birazdan son kez geçeceğim kapından,
Son kez bakacağım perdesi açık camından.
Son kez kokun sinecek üzerime,
Son damla yaş süzülecek gözlerime.
Son nokta konulacak aşka dair sözlerime,
Son bir istek gibiydin,
Yaşamayı değil de,
Seni görmeyi seçtim.
Geldin geçtin gittin.
Bir hakkım daha olsa,
Yine yaşamayı seçmezdim.
Nasıl böyle kolay biter,
Bitmez sandığım...
Nasıl bu kadar rahat gider,
Gitmez sandığım...
Demek ki;
Sonsuzluk diye bir şey yokmuş.
Bu sevdanın bir tarafı ben,
Diğer tarafı hasretindi.
Olmazdı bu yüzden...
Yokluğunla yaşanmazdı.
Soracaklar elbet mahşerde,
O büyük aşka ne oldu?
Sorma beni bu aralar.
Yüreğimde benzeri görülmeyen bir kor,
Bir ateş var.
Gelme bana bu aralar.
İçimde kıyameti andıran bir yağma,
Bir talan var.
Hey can;
Görüyorsun ya;
Gözlerimden yaş damlıyor.
Ancak bilesin ki ben değil,
Sana sevdam ağlıyor.
İçimde zelzeleler var,
Deme;
Hiç bir şey deme...
Ne önemi var bu saatten sonra,
Yüreğim nerede ölmüş.
Ne fark eder nereye gömülmüş.
Rengim ne diye solmuş,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim