Sen paha biçilmez olmayı değil,
Paha biçilmez olanı seçtin,
Ben yorgun kalbimle mücadele etmek yerine,
Senden vazgeçtim.
Gün gelip sen birlikte gezdiğimiz yerlerde,
Benden bir iz ararken,
En olmadık zamanda,
Hiç ummadığın bir anda,
Yüreğimde ki senden kurtulacağım,
Bülbül benden cesaret alacak,
Mecnun Leyla'sından ayrılacak,
Ferhat yeniden dağlarla barışacak,
Ben senden vazgeçmezdim,
Bu can bu tenden gitmese...
Yemin billah terk etmezdim,
Bana yazılan ömür bitmese...
Ben benden vazgeçmezdim,
Ey gönlüm sende bir gün öleceksin.
Dünya denen bu mekandan,
Elbet göçüp gideceksin.
Kaçış yok gönlüm Azraili göreceksin,
İşte o an geldiğinde,
Her şey yalanmış diyeceksin.
Ben sende şekilleniyorum sevgili,
Yürümeyi, konuşmayı senden öğreniyorum.
Yüzüm, gözüm sana benziyor.
Özüm, sözüm seni söylüyor.
Doğruların doğrum oluyor.
Yanlışların yanlışıma karışıyor...
Sende seveceksin sevgili,
Ama ben senden geçtikten,
Sen bende öldükten sonra seveceksin.
Ki ancak o zaman;
Karşılıksız aşkın acısını,
Gözlerinle değil,
Sanma ki hep böyle olacak.
Sanma ki bir ömür,
Sevilen olarak kalacaksın.
Gün gelecek,
Senin de ateş bacayı saracak.
O gün sende yanacaksın.
Önce doğup büyüdüğün yer,
Sana yabancılaşacak,
Oturduğun mahalleyi bile tanımayacaksın.
Caddeler, sokaklar,
Kendi evin dahi başkalaşacak,
En iyi bildiğin yollarda bile kaybolacaksın.
Önce doğup büyüdüğün yer sana yabancılaşacak,
Oturduğun mahalleni dahi tanımayacaksın.
Caddeler, sokaklar, kendi evin dahi başkalaşacak,
En iyi bildiğin yollarda bile kaybolacaksın.
Bir perde inecek açık sandığın gözlerine,
İlk defa geldin sevgili,
Hoş geldin, ne iyi ettin…
Gülen yüzün,
Işıl ışıl gözlerinle beni bahtiyar ettin.
Ne çok özlemişim,
Ne çok hasretmişim bu ana,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim